Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

ECZACI KAMUOYUNA!


Son günlerde gündemde olan, SSK üyelerinin ayaktan tedavide ilaç hizmetini serbest eczanelerden alabilmesine ilişkin görüşümüzü, 04.05.2004 tarih ve 2257 sayılı yazı ile TEB Merkez Heyetine ve eczacı kamuoyuna bildirmiştik. Ancak iki ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen bir yanıt alamadık.

25-27 Haziran 2004 tarihinde Çanakkale’de yapılan 34. Dönem Merkez Heyeti Birinci Bölgelerarası Toplantısı’nda TEB Genel Başkanı Sn. Ecz. Mehmet Domaç konuşmasının bir bölümünde bazı bilgiler verdi.

Edindiğimiz bilgiler ışığında:

Bu olayda da TEB yönetimi demokratik katılım anlayışını bir kenara itmiştir. Sn. Genel Başkan, konuşmasında, SSK ile ilgili görüşmelerin bir süredir sürdüğünü söylüyor. Biz İstanbul Eczacı Odası olarak bu görüşmelerden ve görüşmelerin içeriğinden haberdar değiliz.

Gelinen nokta ise eczacı açısından güvenilir ve inandırıcı değildir. Bugün eczacının içinde bulunduğu ekonomik konum, SSK gibi bir kurumun ilaç gideri yükünü aylara varacak ödeme zamanlarıyla taşıyamaz. Kaldı ki sistemin nasıl işletileceği konusunda da ciddi belirsizlikler vardır.

İstanbul Eczacı Odası olarak meslek politikalarımızı tüm meslektaşlarımızı koruyacak bir anlayışın üzerine oturtuyoruz. Emek-yoğun çalışan meslektaşlarımızı gözden çıkaran değil gözeten durumdayız. Bugün özellikle küçük ve orta ölçekli eczaneleri, bir anlamda zorunlu kalacağı ve ağır bir finansal yük altına sokulacağı bir anlaşmayla karşı karşıya bırakmak onları gözden çıkarmak demektir.

Zaten şu anda eczacı kamu kurum ve kuruluşlarından verdiği ilacın parasını çok geç ödeme zamanlarında aldığı için ciddi ekonomik sıkıntı içindedir.

İlaç tekellerinin verdiği ilacın parasını almakta zorlandığı bir kurumdan eczacı parasını nasıl alacaktır? Bu yükü nasıl taşıyacaktır? Bu konuda vaat edilenleri inandırıcı bulmuyor, eczacılara değil, eczaneler arası eşitsizliğe hizmet edecek bu anlaşmayı onaylamıyoruz.

04.05.2004 tarihinde TEB’e gönderdiğimiz yazıda da altını çizdiğimiz gibi, elbette ki;

1) SSK üyeleri sağlık hizmetlerine ve ilaca gerektiği gibi ulaşabilmelidir.
2) SSK üyeleri ayaktan tedavi hizmetlerini serbest eczanelerden sağlamalıdır.

Bu amaçla, TEB 33. Dönem Merkez Heyeti Çalışma Raporunda yer alan, bir süre tartışıldıktan sonra gündemden düşürülen, SSK’nın İlaç Hizmetini Serbest Eczanelerden Sağlaması Projesi’ne geri dönülmelidir. SSK, eczacılık hizmetinin tamamını, reçete başına ödeyeceği belirli bir miktar ücret karşılığında sözleşmeli olduğu serbest eczanelerden sağlamalıdır. Bugünün koşullarında tüm taraflar için akılcı olacak olan uygulama budur.

Eczacı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

Saygılarımızla.



İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu
 

ECZACI KAMUOYUNA!. Son günlerde gündemde olan, SSK üyelerinin ayaktan tedavide ilaç hizmetini serbest eczanelerden alabilmesine ilişkin görüşümüzü, 04.05.2004 tarih ve 2257 sayılı yazı ile TEB Merkez Heyetine ve eczacı kamuoyuna bildirmiştik. Ancak iki ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen bir yanıt alamadık. 25-27 Haziran 2004 tarihinde Çanakkale’de yapılan 34. Dönem Merkez Heyeti Birinci Bölgelerarası Toplantısı’nda TEB Genel Başkanı Sn. Ecz. Mehmet Domaç konuşmasının bir bölümünde bazı bilgiler verdi. Edindiğimiz bilgiler ışığında: Bu olayda da TEB yönetimi demokratik katılım anlayışını bir kenara itmiştir. Sn. Genel Başkan, konuşmasında, SSK ile ilgili görüşmelerin bir süredir sürdüğünü söylüyor. Biz İstanbul Eczacı Odası olarak bu görüşmelerden ve görüşmelerin içeriğinden haberdar değiliz. Gelinen nokta ise eczacı açısından güvenilir ve inandırıcı değildir. Bugün eczacının içinde bulunduğu ekonomik konum, SSK gibi bir kurumun ilaç gideri yükünü aylara varacak ödeme zamanlarıyla taşıyamaz. Kaldı ki sistemin nasıl işletileceği konusunda da ciddi belirsizlikler vardır. İstanbul Eczacı Odası olarak meslek politikalarımızı tüm meslektaşlarımızı koruyacak bir anlayışın üzerine oturtuyoruz. Emek-yoğun çalışan meslektaşlarımızı gözden çıkaran değil gözeten durumdayız. Bugün özellikle küçük ve orta ölçekli eczaneleri, bir anlamda zorunlu kalacağı ve ağır bir finansal yük altına sokulacağı bir anlaşmayla karşı karşıya bırakmak onları gözden çıkarmak demektir. Zaten şu anda eczacı kamu kurum ve kuruluşlarından verdiği ilacın parasını çok geç ödeme zamanlarında aldığı için ciddi ekonomik sıkıntı içindedir. İlaç tekellerinin verdiği ilacın parasını almakta zorlandığı bir kurumdan eczacı parasını nasıl alacaktır? Bu yükü nasıl taşıyacaktır? Bu konuda vaat edilenleri inandırıcı bulmuyor, eczacılara değil, eczaneler arası eşitsizliğe hizmet edecek bu anlaşmayı onaylamıyoruz. 04.05.2004 tarihinde TEB’e gönderdiğimiz yazıda da altını çizdiğimiz gibi, elbette ki; 1) SSK üyeleri sağlık hizmetlerine ve ilaca gerektiği gibi ulaşabilmelidir. 2) SSK üyeleri ayaktan tedavi hizmetlerini serbest eczanelerden sağlamalıdır. Bu amaçla, TEB 33. Dönem Merkez Heyeti Çalışma Raporunda yer alan, bir süre tartışıldıktan sonra gündemden düşürülen, SSK’nın İlaç Hizmetini Serbest Eczanelerden Sağlaması Projesi’ne geri dönülmelidir. SSK, eczacılık hizmetinin tamamını, reçete başına ödeyeceği belirli bir miktar ücret karşılığında sözleşmeli olduğu serbest eczanelerden sağlamalıdır. Bugünün koşullarında tüm taraflar için akılcı olacak olan uygulama budur. Eczacı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Saygılarımızla. İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu