Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

BASIN TOPLANTISI YAPILDI!

    Kamu Kurum ve Kuruluşlarının ödeme gecikmelerine ilişkin tepki ile talebimizi içeren basın toplantısını Oda Merkezimizde yaptık.

    15.07.2004 tarihinde Ankara'da yapılan Başkanlar Danışma Kurulu'nda alınan karar gereği, uygulanan etkinlikler dizisi içinde yer alan basın toplantısında aşağıdaki metin doğrultusunda basına açıklama yapıldı.

BASIN AÇIKLAMASI

    Sağlık hizmetinin vazgeçilmezleri olan ilaç ve eczacılık alanında sürekliliğin sağlanabilmesi kurumların sözleşmelerde bağıtlanan ödeme sürelerine uyması ile mümkündür. Bugün, eczacılar kurum ödeme gecikmeleri nedeni ile eczacılık hizmetini artık sürdüremeyecek duruma gelmiştir.

 Anlaşmalı olduğumuz kurumların hiçbiri ödemeleri zamanında yapmamaktadır:                      

- Konsolide bütçeye bağlı kurumlar anlaşmada yer alan süre 18 iş günü olmasına karşın Nisan ayından bu yana ödeme yapmamaktadır. Son dört ayda aylık 80 trilyon TL’den konsolide bütçeye bağlı kurumlardan alacağımız toplam 320 trilyon olmuştur.

- Emekli Sandığı anlaşmada yer alan süre 18 iş günü olmasına karşın 45-65 günden önce ödeme yapmamaktadır. Şu anda 20 gün gecikmiş olan borcu 50 trilyon TL’dir.

- SSK anlaşmada yer alan süre 30 gün olmasına karşın 120 günde ödeme yapmaktadır. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ait toplam borcu 120 trilyon TL’dir.

-   Bağ-Kur anlaşmada yer alan süre ithal ilaç için 30 gün/yerli ilaç için 60 gün olmasına karşın 120-150 gün arasında ödeme yapmaktadır. Bağ-Kur’un 1 Nisan 2004’te ödemesi gereken 115 trilyon, 1 Mayıs 2004’te ödemesi gereken 200 trilyon, 1 Haziran 2004’te 200 trilyon olmak üzere toplam 515 trilyon TL borcu bulunmaktadır. 

 Sosyal güvenlik kurumlarının toplam olarak ödeme günü geçmiş borçları 1 katrilyon lirayı aşmıştır. Emeğiyle geçinen ve ürettiği sağlık hizmetinden başka geliri olmayan eczacı, bu parayı artık devletin yerine karşılayabilecek durumda değildir.

İlaç ödemelerinin yapılmama gerekçesi olarak ödenek yokluğu ve kaynak sıkıntısı mazereti üretilmektedir. Oysa hortumcuların devlete olan milyar dolarlık borçları silinmekte, bir kısmı da ödenmemek üzere yeni deyimle ötelenmektedir. Devletin IMF’ye ve diğer alacaklılara olan borçları faizleriyle birlikte günü gününe ödenmektedir. İlaç giderleri ise eczacılara finanse ettirilerek mesleğimizin devam ettirilme koşulları ortadan kaldırılmaktadır. Eczacılık hizmetinin geleceği ile oynamak, halk sağlığı ile oynamaktır.

 Devlet eczacıyı kendi kasası gibi görme anlayışından bir an önce vazgeçmelidir. Eczacıların sağlık hizmetini sağlıklı bir ortamda sürdürebilmesinin önkoşulu, gecikmiş ödemelerin bir an önce yapılması ve bundan sonra sözleşmelerle belirlenen ödeme sürelerine sadık kalmasıdır.

 Zaman zaman sağlık hizmetlerinden şikayetçi olan vatandaşlar, eczacının hizmeti sürdüremez duruma gelmesi sonucunda, bir de ilaçsız kalma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmaktadır. En büyüğünden en küçüğüne kadar tüm yerleşim birimlerinde 24 saat kesintisiz hizmet sürdüren eczacılar, gelinen noktada hem kendi geleceklerinden hem de halk sağlığının geleceğinden kaygı duymaktadır.

 İnsanın en temel hakkı olan “sağlıklı yaşam hakkının” sürdürülebilmesi için, kendi hakkımızın ve toplumun hakkının sonuna kadar takipçisi olacağımızı siz değerli basın mensupları aracılığı ile tüm kamuoyuna duyuruyoruz.

 

 

BASIN TOPLANTISI YAPILDI!.     Kamu Kurum ve Kuruluşlarının ödeme gecikmelerine ilişkin tepki ile talebimizi içeren basın toplantısını Oda Merkezimizde yaptık.     15.07.2004 tarihinde Ankara'da yapılan Başkanlar Danışma Kurulu'nda alınan karar gereği, uygulanan etkinlikler dizisi içinde yer alan basın toplantısında aşağıdaki metin doğrultusunda basına açıklama yapıldı. BASIN AÇIKLAMASI     Sağlık hizmetinin vazgeçilmezleri olan ilaç ve eczacılık alanında sürekliliğin sağlanabilmesi kurumların sözleşmelerde bağıtlanan ödeme sürelerine uyması ile mümkündür. Bugün, eczacılar kurum ödeme gecikmeleri nedeni ile eczacılık hizmetini artık sürdüremeyecek duruma gelmiştir.  Anlaşmalı olduğumuz kurumların hiçbiri ödemeleri zamanında yapmamaktadır:                       - Konsolide bütçeye bağlı kurumlar anlaşmada yer alan süre 18 iş günü olmasına karşın Nisan ayından bu yana ödeme yapmamaktadır. Son dört ayda aylık 80 trilyon TL’den konsolide bütçeye bağlı kurumlardan alacağımız toplam 320 trilyon olmuştur. - Emekli Sandığı anlaşmada yer alan süre 18 iş günü olmasına karşın 45-65 günden önce ödeme yapmamaktadır. Şu anda 20 gün gecikmiş olan borcu 50 trilyon TL’dir. - SSK anlaşmada yer alan süre 30 gün olmasına karşın 120 günde ödeme yapmaktadır. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ait toplam borcu 120 trilyon TL’dir. -   Bağ-Kur anlaşmada yer alan süre ithal ilaç için 30 gün/yerli ilaç için 60 gün olmasına karşın 120-150 gün arasında ödeme yapmaktadır. Bağ-Kur’un 1 Nisan 2004’te ödemesi gereken 115 trilyon, 1 Mayıs 2004’te ödemesi gereken 200 trilyon, 1 Haziran 2004’te 200 trilyon olmak üzere toplam 515 trilyon TL borcu bulunmaktadır.   Sosyal güvenlik kurumlarının toplam olarak ödeme günü geçmiş borçları 1 katrilyon lirayı aşmıştır. Emeğiyle geçinen ve ürettiği sağlık hizmetinden başka geliri olmayan eczacı, bu parayı artık devletin yerine karşılayabilecek durumda değildir. İlaç ödemelerinin yapılmama gerekçesi olarak ödenek yokluğu ve kaynak sıkıntısı mazereti üretilmektedir. Oysa hortumcuların devlete olan milyar dolarlık borçları silinmekte, bir kısmı da ödenmemek üzere yeni deyimle ötelenmektedir. Devletin IMF’ye ve diğer alacaklılara olan borçları faizleriyle birlikte günü gününe ödenmektedir. İlaç giderleri ise eczacılara finanse ettirilerek mesleğimizin devam ettirilme koşulları ortadan kaldırılmaktadır. Eczacılık hizmetinin geleceği ile oynamak, halk sağlığı ile oynamaktır.  Devlet eczacıyı kendi kasası gibi görme anlayışından bir an önce vazgeçmelidir. Eczacıların sağlık hizmetini sağlıklı bir ortamda sürdürebilmesinin önkoşulu, gecikmiş ödemelerin bir an önce yapılması ve bundan sonra sözleşmelerle belirlenen ödeme sürelerine sadık kalmasıdır.  Zaman zaman sağlık hizmetlerinden şikayetçi olan vatandaşlar, eczacının hizmeti sürdüremez duruma gelmesi sonucunda, bir de ilaçsız kalma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmaktadır. En büyüğünden en küçüğüne kadar tüm yerleşim birimlerinde 24 saat kesintisiz hizmet sürdüren eczacılar, gelinen noktada hem kendi geleceklerinden hem de halk sağlığının geleceğinden kaygı duymaktadır.  İnsanın en temel hakkı olan “sağlıklı yaşam hakkının” sürdürülebilmesi için, kendi hakkımızın ve toplumun hakkının sonuna kadar takipçisi olacağımızı siz değerli basın mensupları aracılığı ile tüm kamuoyuna duyuruyoruz.