Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

REKABET KURUMU'NUN KARARI ECZACILIK MESLEĞİNE VURULMUŞ BİR DARBEDİR

REKABET KURUMU'NUN KARARI ECZACILIK MESLEĞİNE VURULMUŞ BİR DARBEDİR

Türk Eczacıları Birliği hakkında "rekabeti engelleme" gerekçesiyle, yapılan bir şikayeti değerlendiren Rekabet Kurumu, TEB’i suçlu bulup, hem yöneticilerini hem de Birliği para cezasına çarptırmıştır. Türk Eczacıları Birliği 20 yıldan beri eczanelerin yapabileceği azami iskontoyu belirlemekteydi. Bu durum, Maliye Bakanıyla Bütçe Uygulama Talimatına dayanarak yapılan anlaşmalarda da yer almıştır.

Aslında Rekabet Kurumu’nun verdiği karar, kurumun kendi varlık nedenini inkar etme anlamına gelmektedir. Çünkü, bu karar ile, Türkiye ilaç pazarında tekelci yapı oluşturan ve rekabeti engelleyen gerçek sorumlular bir tarafa bırakılmış, sonuçları itibarıyla 22 bin eczane eczacısını cezalandırma yoluna gidilmiştir.

Bilindiği gibi, Rekabet Kurumu ticari depolara verdiği fiyatın üç misli fazla fiyatla, hiçbir indirim yapmadan, SSK’ya ilaç veren yabancı sermayeli bir ilaç firmasını aklayacak açıklamalarda bulunmuştur. Oysa sözkonusu olay; alternatifi olsa dahi bir kalem ilaçla tekel oluşturmak suretiyle, kamunun milyonlarca dolar zarara uğratılabileceğinin çarpıcı bir örneğidir.

Türkiye’de ilacın fiyatı ve eczacının meslek hakkı, Bakanlar Kurulu tarafından, yani devlet tarafından belirlenmektedir. İlaçta haksız kazanç ve savurganlık olduğu bir gerçektir ve bunun sorumlusu ilaç sermayesidir. İlaçta tasarruf etmek ve savurganlığın önüne geçmek için ilaç fiyatlarını gerçekçi bir yöntemle belirlemek şarttır. Ayrıca tüm kurumlar ucuz eşdeğer ilaç uygulamasına geçmeli ve böylece tasarrufu sağlayacak olan gerçek rekabet, üreticiler arasında sağlanmalıdır. Rekabet Kurumu’nun kararı, Türkiye’de rekabeti ortadan kaldıran tekelci sermayeyi görmezden gelerek eczacılık mesleğini cezalandırmaktadır.

İlaç bir piyasa malı değil eczacıların sorumlu olduğu bir sağlık ürünüdür. Eczacının meslek hakkı ortalama %20 civarında, son derece sınırlıdır. Bu orandan bugünkü şartlarda %2,5 iskonto dahi yapılamaz. Şayet rekabeti üretim alanında sağlamak yerine eczacıları birbirine düşürerek yapmaya kalkarsanız, amaçladığınız tasarrufu gerçekleştiremeyeceğiniz gibi, eczacılık meslek etiğini ortadan kaldırır ve ilaçta istismar ve yolsuzluğun önünü açmış olursunuz.

Eczacı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Saygılarımızla.



İSTANBUL ECZACI ODASI
YÖNETİM KURULU

REKABET KURUMU'NUN KARARI ECZACILIK MESLEĞİNE VURULMUŞ BİR DARBEDİR. REKABET KURUMU'NUN KARARI ECZACILIK MESLEĞİNE VURULMUŞ BİR DARBEDİR Türk Eczacıları Birliği hakkında "rekabeti engelleme" gerekçesiyle, yapılan bir şikayeti değerlendiren Rekabet Kurumu, TEB’i suçlu bulup, hem yöneticilerini hem de Birliği para cezasına çarptırmıştır. Türk Eczacıları Birliği 20 yıldan beri eczanelerin yapabileceği azami iskontoyu belirlemekteydi. Bu durum, Maliye Bakanıyla Bütçe Uygulama Talimatına dayanarak yapılan anlaşmalarda da yer almıştır. Aslında Rekabet Kurumu’nun verdiği karar, kurumun kendi varlık nedenini inkar etme anlamına gelmektedir. Çünkü, bu karar ile, Türkiye ilaç pazarında tekelci yapı oluşturan ve rekabeti engelleyen gerçek sorumlular bir tarafa bırakılmış, sonuçları itibarıyla 22 bin eczane eczacısını cezalandırma yoluna gidilmiştir. Bilindiği gibi, Rekabet Kurumu ticari depolara verdiği fiyatın üç misli fazla fiyatla, hiçbir indirim yapmadan, SSK’ya ilaç veren yabancı sermayeli bir ilaç firmasını aklayacak açıklamalarda bulunmuştur. Oysa sözkonusu olay; alternatifi olsa dahi bir kalem ilaçla tekel oluşturmak suretiyle, kamunun milyonlarca dolar zarara uğratılabileceğinin çarpıcı bir örneğidir. Türkiye’de ilacın fiyatı ve eczacının meslek hakkı, Bakanlar Kurulu tarafından, yani devlet tarafından belirlenmektedir. İlaçta haksız kazanç ve savurganlık olduğu bir gerçektir ve bunun sorumlusu ilaç sermayesidir. İlaçta tasarruf etmek ve savurganlığın önüne geçmek için ilaç fiyatlarını gerçekçi bir yöntemle belirlemek şarttır. Ayrıca tüm kurumlar ucuz eşdeğer ilaç uygulamasına geçmeli ve böylece tasarrufu sağlayacak olan gerçek rekabet, üreticiler arasında sağlanmalıdır. Rekabet Kurumu’nun kararı, Türkiye’de rekabeti ortadan kaldıran tekelci sermayeyi görmezden gelerek eczacılık mesleğini cezalandırmaktadır. İlaç bir piyasa malı değil eczacıların sorumlu olduğu bir sağlık ürünüdür. Eczacının meslek hakkı ortalama %20 civarında, son derece sınırlıdır. Bu orandan bugünkü şartlarda %2,5 iskonto dahi yapılamaz. Şayet rekabeti üretim alanında sağlamak yerine eczacıları birbirine düşürerek yapmaya kalkarsanız, amaçladığınız tasarrufu gerçekleştiremeyeceğiniz gibi, eczacılık meslek etiğini ortadan kaldırır ve ilaçta istismar ve yolsuzluğun önünü açmış olursunuz. Eczacı kamuoyunun bilgisine sunarız. Saygılarımızla. İSTANBUL ECZACI ODASI YÖNETİM KURULU