Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.
DİĞER Kayıt Tarihi: 13.01.2005 / 00:01 Görüntüleme: 2048
Yoksul ülkelerin yoksul halkı ile dünyanın her köşesinden insanları "keder, ölüm ve acı ortağı" kılan yüzyılımızın en büyük felaketlerinden birinde kaybedilen insanların anısına olan saygımızı göstermek ve Güney Asya'da halen çok zorlu koşullarda hayatta kalma mücadelesini sürdüren halklara dayanışma duygularımızı ifade edebilmek için, İstanbul’daki tüm duyarlı vatandaşlarımızı 15 Ocak Cumartesi günü Saat 18.00'de Taksim Meydanı-Sular İdaresi önünde felaket bölgesi insanlarının geleneklerine uygun olarak "Kaybedilen her can için bir mum taşıyarak" yapacağımız anmaya davet ediyoruz.
DÜN, ONLAR BİZİMLE
AĞLIYORDU. BUGÜN, BİZ ONLARLA AĞLIYORUZ.
Ve artık, doğa olaylarının felaketlere dönüşmesindeki en önemli etkenin
yoksulluk ve yoksunluk olduğunu ve bu sonucun "ortak kederimiz" olduğunu
biliyoruz.
Bu trajedilerin "ortak kaderimiz" olmaktan çıkarılması için yapılması
gerekenlerin kendi ellerimizde olduğu bilinciyle insanlığın içine
itildiği bu duyarsızlığa isyan ediyoruz.
Dünyamız, 2005 yılına girerken yakın geçmişin en büyük felaketlerinden biri ile
sarsıldı. Endonezya'nın Sumatra adası açıklarında meydana gelen 9.0
büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen dev dalgalar; Hint Okyanusu' nun dış
borçlar ve yoksulluk altında yaşayan ülke yönetimlerinin, tedbirsizlik ve
çaresizliği ile birleşip daha da büyüyerek; şimdilik ikiyüzbine yakın insanın
hayatının yitirilmesine neden oldu.
Bütün doğal ve teknolojik afetler ve savaşlarda olduğu gibi Güney Asya'daki
deprem ve sonrasındaki tsunami faciasında ölenlerin de çoğunluğunu
çocuklar oluşturuyor. BM yetkilileri, felakete uğrayan bölgelerdeki toplumların,
ölen çocuklarla birlikte öksüz kalan çocukların da acısını çekeceklerini
belirtirken;
Dünya Sağlık Örgütü; su kaynaklarının ve çevrenin kirlenmesi, cesetlerin
gömülememesi, hastaneler ve sağlık merkezlerinin yerle bir olması nedeniyle asıl
trajedinin yeni başladığı ve bölgenin malarya, kolera ve veba olmak üzere birçok
salgın hastalığın tehdidi altında bulunduğunu bildirerek, salgınların birkaç gün
içinde başlayabileceği uyarısında bulunuyor. Bölge ve dünyamız artçı depremlerin
etkisi ile sarsılıp duruyor.
Yoksul halkı ağır dış borçlar ve yoksulluk altında kıvranmakta iken dünya
varsıllarının "Turizm ve Eğlence Merkezi" olan gezegenimizin bu eşsiz
coğrafyasında meydana gelen felaketin neden olduğu can kayıplarının gerçek
sayısı ve ölenlerin kimlikleri belki de hiçbir zaman tam olarak bilinemeyecek.
Ancak bizler,
Güney Asya Depremini yalnızca dakikalar sonra kayıt altına alabilen ve depremi
izleyebilecek tsunami dalgalarını ABD’nin Diego Garcia’da bulunan askeri deniz
üssüne dakikalar sonra haber vererek, felaketin çok küçük bir hasarla
atlatılabilmesini sağlayan ABD Ulusal Okyanus ve Atmosferi İdaresinin, (NOAA)
bölgedeki tüm asker ve sivil yetkililere ulaşma kanallarına ve bölgeyi uyarmak
için teknolojik donanıma sahip olduğunu,
Ve bölgeyi uyarmak için saatlerce süresi varken yalnızca 15-20 m yükseklikteki
tepelere yada üst katlara kaçarak kurtulabilecek binlerce insanın öleceğini bile
bile böyle bir uyarıda bulunma sorumluluğunu göstermediğini,
Binlerce çocuğu kurtarabilecek son derece basit uyarı sistemlerini geliştirmek
için 500 bin dolarlık harcamaya kıyamayan ve var olanları da kullanmayan
ülkelerin yönetimleriyle, bu ülkelerle yüzyıllardır sömürge ilişkisi kuran ülke
yönetimlerinin bugün içine girdikleri yardım ve yas gösterilerinin “timsah
gözyaşları” olduğunu,
Bu zengin ülke yönetimlerinin, ne yaparlarsa yapsınlar,kendi güvenlik ve
ekonomik çıkarlarını korumak ve egemenliklerini sürdürmek adına yüzbinlerce
insanı öldürüp insanlık tarihinin ilmek ilmek dokuduğu uygarlık birikimlerini
hoyratça yok ettikleri gerçeğinin üzerini örtemeyeceklerini biliyoruz.
Yüzde 98'i deprem bölgesinde bulunan ve yakın geçmişte Marmara’da on binlerce
canını kısa süreli ekonomik ve siyasal çıkarları esas alan politikalar nedeniyle
kaybetmiş olmanın acısını hala taşıyan bir coğrafyanın meslek insanları ve halkı
olarak,
Kederde ve tasada dünya halklarının dayanışmasının, yaşanan tüm olumsuzluklara
rağmen insanlığın geleceğine dair biricik umut olduğunu biliyor ve bu konudaki
tüm olanak ve deneyimlerimizi Güney Asya'nın acılı insanlarının hizmetine
sunacağımızı dünyaya ilan ediyoruz.
Yoksul ülkelerin yoksul halkı ile dünyanın her köşesinden insanları "keder,
ölüm ve acı ortağı" kılan yüzyılımızın en büyük felaketlerinden birinde
kaybedilen insanların anısına olan saygımızı göstermek ve Güney Asya'da halen
çok zorlu koşullarda hayatta kalma mücadelesini sürdüren halklara dayanışma
duygularımızı ifade edebilmek için, İstanbul’daki tüm duyarlı vatandaşlarımızı
15 Ocak Cumartesi günü Saat 18.00'de Taksim Meydanı-Sular İdaresi önünde
felaket bölgesi insanlarının geleneklerine uygun olarak "Kaybedilen her can
için bir mum taşıyarak" yapacağımız anmaya davet ediyoruz.
Umuyoruz ki bu sesimiz ülkemizin her yanında benzer etkinliklerle yankısını
bulacaktır.
Saygılarımızla...
İSTANBUL MESLEK ODALARI KOORDİNASYONU
11.09.2025 / 16:05 3570
10.09.2025 / 17:43 522
08.09.2025 / 11:57 396
12.09.2025 / 09:26 152
09.09.2025 / 11:18 19