20 Şubat 2002 tarihinde başkanımız Ecz. Zafer Kaplan’ın Anadolu Ajansına ilaçla ilgili yaptığı açıklamalar basında kendisine “Eczanelerde Veresiye” başlığıyla geniş yer buldu.
22-26 Şubat tarihleri arasında hemen hemen bütün ulusal gazetelerde yer alan başkanımızın açıklamalarını kısaltarak yayınlıyoruz.
Eczanelerde Veresiye
“Ülkenin ekonomik koşulları ve kriz süreci işin içine girince ilaç, kolay ulaşılamayan bir ürün haline geldi. Serbest piyasa ekonomisi özelliklerine uygun olarak ilaç fiyatları denetimsiz bir şekilde arttı. Artık, sokaktaki vatandaş, kendi cebinden para verip ilaç alamaz hale geldi. İlaç fiyatlarının çok pahalı olması nedeniyle her birimizin birer veresiye defteri oluştu. Aslında bu eczanelerin alışık olmadığı bir durum. Daha önce insanlar eczanelere veresiyeyi önermezdi bile. Bu durum karşısında eczacı büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor. Bir tarafta mütevazı bir sermaye ile mesleğini yapan eczacı, diğer tarata bir insanlık dramı.
En mütevazı eczaneye gidin, o bölgede yaşayan insanlardan, komşusundan asgari 500 milyon lira ile 1 milyar lira arasında alacağı vardır. Ve bunların çoğunluğu da geri dönmeyecek şekildedir.
Halk, ihtiyacı olan ilacı alabilmek için sadece veresiye değil rehin yöntemine de başvurmaktadır. Örneğin üniversite karşısındaki eczanelere gidin ve kasalarını açın. Orada mutlaka hasta ve yakınlarına ait bir takım kıymetli eşyalar göreceksiniz. Çünkü insanlar bu tür durumlar karşısında alyanstan, hüviyetine kadar değerli şeylerini bırakmak durumunda kalıyorlar.
Türkiye’deki 3.5-4 milyar dolarlık ilaç pazarının parasal değeri her yıl yüzde 7-10 oranında artarken, buna karşılık tüketilen kutu adedi ise her yıl yüzde 22 oranında azalmaktadır. Nüfus artıyor, hastalıklar artıyor, fiyatlar sürekli artıyor, ancak insanlar yeterince ilaç alamıyor. Bu da çıkmazın ifadesi...
Devlet kurumlarının da eczanelere borçlarını zamanında ödeyememesi sonucu eczacı alacaklarının kurumlardan alacağı rakam 200-300 trilyon lirayı bulmuştur. Kriz genelinde Türkiye’de 750 eczane kapanmıştır.
2002 yılında ilaca zam istemiyoruz. Biliyoruz ki toplum bunu alamayacak.
İlaçta KDV’nin kaldırılmasını, eczacı meslek hakkının yasayla, ilaç fiyatlarının da şeffaf olarak belirlenmesini istiyoruz.”
Eczanelerde Veresiye.. 20 Şubat 2002 tarihinde başkanımız Ecz. Zafer Kaplan’ın Anadolu Ajansına ilaçla ilgili yaptığı açıklamalar basında kendisine “Eczanelerde Veresiye” başlığıyla geniş yer buldu.
22-26 Şubat tarihleri arasında hemen hemen bütün ulusal gazetelerde yer alan başkanımızın açıklamalarını kısaltarak yayınlıyoruz.
Eczanelerde Veresiye
“Ülkenin ekonomik koşulları ve kriz süreci işin içine girince ilaç, kolay ulaşılamayan bir ürün haline geldi. Serbest piyasa ekonomisi özelliklerine uygun olarak ilaç fiyatları denetimsiz bir şekilde arttı. Artık, sokaktaki vatandaş, kendi cebinden para verip ilaç alamaz hale geldi. İlaç fiyatlarının çok pahalı olması nedeniyle her birimizin birer veresiye defteri oluştu. Aslında bu eczanelerin alışık olmadığı bir durum. Daha önce insanlar eczanelere veresiyeyi önermezdi bile. Bu durum karşısında eczacı büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor. Bir tarafta mütevazı bir sermaye ile mesleğini yapan eczacı, diğer tarata bir insanlık dramı.
En mütevazı eczaneye gidin, o bölgede yaşayan insanlardan, komşusundan asgari 500 milyon lira ile 1 milyar lira arasında alacağı vardır. Ve bunların çoğunluğu da geri dönmeyecek şekildedir.
Halk, ihtiyacı olan ilacı alabilmek için sadece veresiye değil rehin yöntemine de başvurmaktadır. Örneğin üniversite karşısındaki eczanelere gidin ve kasalarını açın. Orada mutlaka hasta ve yakınlarına ait bir takım kıymetli eşyalar göreceksiniz. Çünkü insanlar bu tür durumlar karşısında alyanstan, hüviyetine kadar değerli şeylerini bırakmak durumunda kalıyorlar.
Türkiye’deki 3.5-4 milyar dolarlık ilaç pazarının parasal değeri her yıl yüzde 7-10 oranında artarken, buna karşılık tüketilen kutu adedi ise her yıl yüzde 22 oranında azalmaktadır. Nüfus artıyor, hastalıklar artıyor, fiyatlar sürekli artıyor, ancak insanlar yeterince ilaç alamıyor. Bu da çıkmazın ifadesi...
Devlet kurumlarının da eczanelere borçlarını zamanında ödeyememesi sonucu eczacı alacaklarının kurumlardan alacağı rakam 200-300 trilyon lirayı bulmuştur. Kriz genelinde Türkiye’de 750 eczane kapanmıştır.
2002 yılında ilaca zam istemiyoruz. Biliyoruz ki toplum bunu alamayacak.
İlaçta KDV’nin kaldırılmasını, eczacı meslek hakkının yasayla, ilaç fiyatlarının da şeffaf olarak belirlenmesini istiyoruz.”