BASINA ve KAMUOYUNA

BASINA ve KAMUOYUNA. 18 Ekim 2007 SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN GÖREVİ REKLAM PASTASINI BÜYÜTMEK DEĞİL, HALK SAĞLIĞINI KORUMAKTIR!       Dün basında çıkan bazı haberlerde Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman’ın reçetesiz ilaçların reklamına izin verilerek reklam pastasının büyütülmesi için Sağlık Bakanlığı’yla işbirliği içinde çalıştıkları yolundaki ifadelerini hayretle okuduk.       17 Ekim 2007 tarihli Hürriyet gazetesinin haberine göre 3 milyar YTL’lik bir pastaya sahip olan reklam sektörünün “dünya şartlarında rekabet edebilirliğini artırmak için” RTÜK’ün yeni formüller geliştirdiğini söyleyen Akman, 2008 itibariyle televizyonlarda yayınlanan reklamlarla ilgili daha “hassas” davranacaklarını belirterek reçetesiz ilaç reklamlarının yayınlanması, eğitime katkı payının kaldırılması ve siyasi partilerin reklam yasağının kaldırılması için bazı çalışmalar yürütüldüğünü açıklamış. Haberde reklam gelirlerini artırmaya yönelik yeni formüllerini açıklayan Akman’ın şu ifadesine yer veriliyor: “Daha önce yayınlanması yasak olan reklam konularından reçetesiz ilaç reklamının yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın da bulunduğu bir ekiple çalışıyoruz.”       Aynı haberde Türkiye Reklam Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ’ın da “Reçetesiz ilaç reklamlarının yayınlanması halinde toplam reklam harcamaları yüzde 5-8 arasında bir rakama sahip olacaktır, yani 150-200 milyon YTL arasında bir hacim oluşacaktır" sözlerine yer veriliyor.       Öyle gözüküyor ki sağlığı toplumsal bir hak ve hizmet alanı olmaktan tamamen çıkarıp sermayenin daha fazla kâr edeceği bir ticaret alanı haline getiren uygulamalara imza atan AKP hükümetinin Sağlık Bakanlığı, halk sağlığını koruyup geliştirecek çözümler üretmektense reklam pastasının nasıl büyütüleceğine odaklanmış durumda.       Ülkemizde mevcut yasalar reçeteli, reçetesiz hiçbir ilacın reklamının yapılmasına izin vermemektedir. Ancak haberden anlaşılacağı üzere reçetesiz ilaçlarda reklamın serbest bırakılması için yeni düzenlemelerin yapılması gündemdedir.       Biz bu ülkenin eczacıları olarak uyarıyoruz! Reçetesiz kapsamında da olsa her ilaç aynı zamanda bir zehirdir. İlaç tüketimini artırmak, reklam pastasını büyütmek, medyanın reklam gelirlerini artırmak gibi tamamen sermayenin kârını artırma amacıyla atılacak bu adım halk sağlığını geri dönülmez olarak olumsuz etkileyecektir. Ülkemizde halihazırda yüksek oranda gereksiz ve yanlış ilaç tüketimi sözkonusudur. Reçetesiz ilaçların halka tanıtımını serbest bırakacak bir düzenleme gereksiz ilaç tüketimini, yanlış ilaç kullanımını, bunlara bağlı ilaç zehirlenmelerini öngörülemez oranda artıracaktır.       Üstelik daha yakın bir zamanda tanık olduğumuz zayıflama hapından ölümler bizleri bu konuda daha fazla kaygılandırmaktadır. Tarım Bakanlığı’ndan ruhsatlı “ilaç olmayan” bu destek ürünlerinin kullanımında bile sağlığı tehdit eden, ölümlere varan sonuçlar yaşanmıştır. Reçetesiz ilaç diye tanımlanan ve Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı olan ürünlerin reklamı yapılarak yanlış kullanılmasının nasıl sonuçlar doğuracağını düşünmek bile istemiyoruz.       Halk sağlığına böylesi büyük bir tehdit içeren bir düzenleme için Sağlık Bakanlığı’nın nasıl bir çalışma içerisinde olduğunu doğrusu bilemiyoruz. Bakanlığı bu çalışmayı derhal durdurmaya, ilaçta ve genel olarak sağlıkta özelleştirme politikalarından ve sağlığı ticari bir alan haline getiren uygulamalarından geri dönmeye çağırıyoruz.       İlaçta reklamın serbest bırakılması belki medya, reklam ve ilaç firmalarının daha fazla kâr etmesini sağlayacaktır, ama bunun bedelini ödeyecek olan gereksiz ilaç tüketmeye özendirilen yoksul ve eğitimsiz kitleler olacaktır. Bu girişimden derhal vazgeçilmelidir.       Saygılarımızla. İstanbul Eczacı OdasıYönetim Kurulu