Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

İTHAL İLAÇTAKİ SIKINTI

GİDEREK YAYGINLAŞIYOR
Ekonomik kriz, doların dalgalanması ile ithal ilacı da vurdu. T.C. Sağlık Bakanlığı doları 820.000.- TL olarak sabitledi. Bakanlığın ithalatçılara verdiği rakam budur. Bakanlık, ithalatçılardan fedakarlık yapmalarını istiyor. Onlar ise, bu rakamı yetersiz görüyor olmalılar ki, ithal ilacın hastalara ulaşımında sıkıntılar başladı. İthal ilaçlarda yaşanan sıkıntılar giderek yaygınlaşıyor. İthal ilaç piyasaya tevzi olarak dağıtılıyor. İlaç dağıtım kanallarında stok yoktur. Çünkü, dağıtım kanalları eski fiyatın üzerine yeni etiket fiyat uygulaması yapmıyorlar, firmalardan aldığını olduğu gibi eczanelere ulaştırıyorlar. Eczanelerde ise stok yoktur, stok yapabilecek ekonomik güçte kalmamıştır.
Eczaneler, bayram öncesinden bu yana ellerindeki ithal ilacı tüketmiş bulunmaktadırlar. Bugünlerde ise durumun manzarası; ithal ilaç firmaları, ithal ilacı tevzi bir şekilde (birkaç adet), olarak ya peşin para ile, ya da 15-20 gün vade ile sınırlayarak vermektedirler. Eczacı ithal ilaçtan zarar ediyor. Çünkü, devlet kamu kurumları aracılığı ile (Emekli Sandığı, Bağ-Kur, diğer Kamu Kurumları) ilacın %80'ine yakınını almaktadır. Ve ithal ilaçta kamu kurumları ödemelerini en az 45-50 günlerde yapmaktadır. Eczaneler bu uygulama ile devleti finanse etmek durumunda kalıyorlar. Eczanelerin dayanacak gücü kalmamıştır. İthal ilaçtaki vadelerin kısalığı ile kamu kurumlarının ödeme zamanının açılması sorunun esasını oluşturmaktadır.
Çözüm İki yolla olabilir;
1- Kamu kurumları 18 iş gününde ilaç ödemelerini yapmalıdır.
2- İthal ilaç eczanelere en az 30-45 gün vade ile verilmelidir.
Devlet demirden, çimentodan, asfalttan ekonomi yapabilir. Ancak, ilaç ve sağlık alanına aynı anlayışla yaklaşamaz. İthal ilaçta da ekonomi yapılabilir. Türkiye'de üretilen bir çok ilacın eş değeri ithal ediliyor. Bu tür ilaç ithalatı durdurulmalıdır. Hem döviz sıkıntısından söz edilip, hem de döviz oluk gibi bu tür ithalatla dışarı akıtılamaz. Türkiye'de üretimi yapılmayan yüksek teknoloji ürünü ilaçlar ithal edilmelidir. Kanser, kan hastalıkları, böbrek hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaçlar ithal edilemek zorundadır.
T.C. Sağlık Bakanlığı fedakarlığa çağırdığı ithalatçı ilaç firmaları ile ya anlaşıp sorunu çözmeli, ya da yukarıda bahsettiğimiz ilaçların ithalatını yapıp hastaları ilaçsız bırakmamalıdır.
Sonuç olarak sorunun özü, devletin ilaç ödemelerine öncelik vermesinde yatmaktadır. Ödemelerdeki aksaklıklar birkaç ay içerisinde düzelmezse eczaneler ilaç dağıtım kanallarının üzerine, ilaç dağıtım kanalları ise ilaç sanayinin üzerine yıkılacaktır. Yangın yerine dönen bu yıkıntı ortamında ise Türkiye'de ilaç üretimi duracaktır. Bu aksaklıklar giderilmediği takdirde, ölüme terk edilen hastanın sorumluğunu Sağlık Bakanlığı ve ithalatçı firmalar taşıyacaktır. Bugünden, toplum ve ülke çıkarları adına mesleki sorumluluğumuz gereği kamuoyunu uyarmayı görev biliyoruz.
Saygılarımızla,
İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu
Başkan
Ecz. Erkan ÖNSEL
Ankara Eczacı Odası
Yönetim Kurulu
Başkan
Ecz. Mustafa DEMİR
İzmir Eczacı Odası
Yönetim Kurulu
Başkan
Ecz. Levet KAMACIK
İTHAL İLAÇTAKİ SIKINTI. GİDEREK YAYGINLAŞIYOR Ekonomik kriz, doların dalgalanması ile ithal ilacı da vurdu. T.C. Sağlık Bakanlığı doları 820.000.- TL olarak sabitledi. Bakanlığın ithalatçılara verdiği rakam budur. Bakanlık, ithalatçılardan fedakarlık yapmalarını istiyor. Onlar ise, bu rakamı yetersiz görüyor olmalılar ki, ithal ilacın hastalara ulaşımında sıkıntılar başladı. İthal ilaçlarda yaşanan sıkıntılar giderek yaygınlaşıyor. İthal ilaç piyasaya tevzi olarak dağıtılıyor. İlaç dağıtım kanallarında stok yoktur. Çünkü, dağıtım kanalları eski fiyatın üzerine yeni etiket fiyat uygulaması yapmıyorlar, firmalardan aldığını olduğu gibi eczanelere ulaştırıyorlar. Eczanelerde ise stok yoktur, stok yapabilecek ekonomik güçte kalmamıştır. Eczaneler, bayram öncesinden bu yana ellerindeki ithal ilacı tüketmiş bulunmaktadırlar. Bugünlerde ise durumun manzarası; ithal ilaç firmaları, ithal ilacı tevzi bir şekilde (birkaç adet), olarak ya peşin para ile, ya da 15-20 gün vade ile sınırlayarak vermektedirler. Eczacı ithal ilaçtan zarar ediyor. Çünkü, devlet kamu kurumları aracılığı ile (Emekli Sandığı, Bağ-Kur, diğer Kamu Kurumları) ilacın %80'ine yakınını almaktadır. Ve ithal ilaçta kamu kurumları ödemelerini en az 45-50 günlerde yapmaktadır. Eczaneler bu uygulama ile devleti finanse etmek durumunda kalıyorlar. Eczanelerin dayanacak gücü kalmamıştır. İthal ilaçtaki vadelerin kısalığı ile kamu kurumlarının ödeme zamanının açılması sorunun esasını oluşturmaktadır. Çözüm İki yolla olabilir; 1- Kamu kurumları 18 iş gününde ilaç ödemelerini yapmalıdır. 2- İthal ilaç eczanelere en az 30-45 gün vade ile verilmelidir. Devlet demirden, çimentodan, asfalttan ekonomi yapabilir. Ancak, ilaç ve sağlık alanına aynı anlayışla yaklaşamaz. İthal ilaçta da ekonomi yapılabilir. Türkiye'de üretilen bir çok ilacın eş değeri ithal ediliyor. Bu tür ilaç ithalatı durdurulmalıdır. Hem döviz sıkıntısından söz edilip, hem de döviz oluk gibi bu tür ithalatla dışarı akıtılamaz. Türkiye'de üretimi yapılmayan yüksek teknoloji ürünü ilaçlar ithal edilmelidir. Kanser, kan hastalıkları, böbrek hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaçlar ithal edilemek zorundadır. T.C. Sağlık Bakanlığı fedakarlığa çağırdığı ithalatçı ilaç firmaları ile ya anlaşıp sorunu çözmeli, ya da yukarıda bahsettiğimiz ilaçların ithalatını yapıp hastaları ilaçsız bırakmamalıdır. Sonuç olarak sorunun özü, devletin ilaç ödemelerine öncelik vermesinde yatmaktadır. Ödemelerdeki aksaklıklar birkaç ay içerisinde düzelmezse eczaneler ilaç dağıtım kanallarının üzerine, ilaç dağıtım kanalları ise ilaç sanayinin üzerine yıkılacaktır. Yangın yerine dönen bu yıkıntı ortamında ise Türkiye'de ilaç üretimi duracaktır. Bu aksaklıklar giderilmediği takdirde, ölüme terk edilen hastanın sorumluğunu Sağlık Bakanlığı ve ithalatçı firmalar taşıyacaktır. Bugünden, toplum ve ülke çıkarları adına mesleki sorumluluğumuz gereği kamuoyunu uyarmayı görev biliyoruz. Saygılarımızla, İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkan Ecz. Erkan ÖNSEL Ankara Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkan Ecz. Mustafa DEMİR İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkan Ecz. Levet KAMACIK