Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

Sosyal Güvenlik Kurumu Geçici Karekodlu (G2D) İlaçların Bedelini Ödemeyecek

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bu sabah Medula-Reçete Provizyon Sisteminde yapılan düzenleme ile geçici karekodlu (G2D) ilaçların sisteme girişi durdurulmuş ancak ilaçların sanal son kullanma tarihinin 31.12.2010 olduğu fark edilince uygulama bu geceyarısına kadar ertelenmiştir.

 

Bu ilaçlara ilişkin sisteme yapılan kayıt işlemlerinde "Ürünlerin son kullanma tarihi geçmiştir. Hastaya verilemez" ibaresi yer almaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu 30.12.2010 tarih ve 2010/137 sayılı Genelge ile söz konusu ürünlerin 01.01.2011 tarihi itibariyle Kurumun sağlık yardımlarından faydalanan kişilere verilerek SGK'ya fatura edilmesine izin verilmeyeceğini duyurmuştur.

 

Bu duyuru ile ilaç alanının paydaşları, hükümetin iki Bakanlığının uygulamaya yönelik yayımlanmış birbiriyle çelişen iki genelgesi ile karşı karşıya kalmıştır.

 

Daha dört ay önce Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü'nün "milli servetin ziyan olmaması" gerekçesiyle yayımladığı 2010/63 sayılı genelgesiyle bu tür ürünlerin son kullanma tarihini 31.12.2020 olarak değiştirmesine rağmen, geçici karekodlu ilaçlar bugün aynı hükümetin bir başka kurumu tarafından "miadı dolmuş" kabul edilerek ödeme kapsamı dışına alınmış, milyonlarca kutu ilacın akıbeti belirsiz hale gelmiştir. Medula-Reçete Provizyon Sisteminin geçici karekodlu ilaçlara kapatıldığı süre içerisinde meslektaşlarımızın verdiği ilaç hizmetinde aksamalar yaşanmış, vatandaş ilaç hizmeti alamadığı için mağdur olmuştur. Yarından itibaren de hastalarımız birçok ilaca ulaşmakta sıkıntı yaşayacaktır.

 

Tüm bu yaşananların sorumlusu ne eczacıdır ne de vatandaş! Siyasi otorite birbiriyle çelişen kararlarıyla yaşanan karmaşanın yaratıcısı olmuştur.

Bu hukuk dışı uygulamaya karşı Odamız tarafından yasal mücadele ivedilikle başlatılacaktır. Geçici karekodlu ilaçları üreten ya da ithal eden firmalar ve hükümet çok hızlı bir şekilde çözüm üreterek bu karmaşaya son vermek zorundadırlar.

 

Türk Eczacıları Birliği'nin bu uygulamayla ilgili meslektaşlarımıza duyurduğu geçici karekodlu ilaçları hastaya parayla verme önerisinin Sosyal Güvenlik Kurumu başkanı Sayın Emin Zararsız'ın 10 Aralık 2010 tarihinde basında yer alan "1 Ocak 2010 tarihinden itibaren orijinal karekodsuz ilaçların ödenmeyeceği ve vatandaşın karekodsuz ilaçları kendi cebinden ödeyerek alacağı" açıklamasıyla birebir örtüştüğü görülmektedir.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu bir yandan Türk Eczacıları Birliği ile tam bir uzlaşma içinde olduğunu dile getirirken diğer yandan meslektaşlarımızı ekonomik olarak ciddi mağduriyete uğratacak bir genelgeyi Türk Eczacıları Birliği'ne bildirme gereği bile duymadan uygulamaya koyabilmektedir.

Türk Eczacıları Birliği Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu çelişkili tavrını göz önüne alarak yeni bir ilaç alım protokolü görüşme sürecinde artık çok daha dikkatli olmak durumundadır. Aksi takdirde Birlik, farkına varana kadar yeni bir oldu-bittiyle karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olacaktır.

Türk Eczacıları Birliği'nin Sosyal Güvenlik Kurumu'nun uygulamasına yönelik bugün yaptığı bilgilendirme yazısında geçici karekodlu ürünlerin hastaya ücretli verilmesini önermesini ve hastalara yönelik hazırlanan el ilanını kurum saygınlığına yakışmayan bir davranış olarak görüyor, meslektaşlarımıza çözüm olarak sunulan yolu da etik açıdan son derece yanlış buluyoruz.

 

Ayrıca Türk Eczacıları Birliği hastalara yönelik hazırladığı ve dağıtılmak üzere odalara gönderdiği bilgilendirme yazısında eczacının bir an önce çözülmesi gereken sorununu vatandaşa havale etmiştir. Türk Eczacıları Birliği tarafından önerilen bu yöntemle meslektaşlarımız uygulamayla hiçbir ilgisi olmayan ve ilaca ulaşmak için cebinden para vermek durumunda kalacak olan hasta ile karşı karşıya bırakılmıştır.

 

Geçici karekodlu ürünlerin hastaya parayla verilmesi hem meslektaşlarımız arasında haksız bir rekabet oluşturacak hem de bu ilaçların ödeme listelerinde yer almaları nedeniyle meslektaşlarımız kurum ile eczacılar arasında imzalanan ilaç alım protokolüne aykırı davranmış olacaklardır.

 

Bu gelişmeler karşısında meslektaşlarımızın öncelikle eczanelerinde bulunan geçici karekodlu ürünleri tespit ederek ayırmalarını ve konu ile ilgili tarafımızca yapılacak duyurulara uygun hareket etmelerini önemle hatırlatıyoruz.

İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu

Sosyal Güvenlik Kurumu Geçici Karekodlu (G2D) İlaçların Bedelini Ödemeyecek. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bu sabah Medula-Reçete Provizyon Sisteminde yapılan düzenleme ile geçici karekodlu (G2D) ilaçların sisteme girişi durdurulmuş ancak ilaçların sanal son kullanma tarihinin 31.12.2010 olduğu fark edilince uygulama bu geceyarısına kadar ertelenmiştir. Bu ilaçlara ilişkin sisteme yapılan kayıt işlemlerinde "Ürünlerin son kullanma tarihi geçmiştir. Hastaya verilemez" ibaresi yer almaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu 30.12.2010 tarih ve 2010/137 sayılı Genelge ile söz konusu ürünlerin 01.01.2011 tarihi itibariyle Kurumun sağlık yardımlarından faydalanan kişilere verilerek SGK'ya fatura edilmesine izin verilmeyeceğini duyurmuştur. Bu duyuru ile ilaç alanının paydaşları, hükümetin iki Bakanlığının uygulamaya yönelik yayımlanmış birbiriyle çelişen iki genelgesi ile karşı karşıya kalmıştır. Daha dört ay önce Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü'nün "milli servetin ziyan olmaması" gerekçesiyle yayımladığı 2010/63 sayılı genelgesiyle bu tür ürünlerin son kullanma tarihini 31.12.2020 olarak değiştirmesine rağmen, geçici karekodlu ilaçlar bugün aynı hükümetin bir başka kurumu tarafından "miadı dolmuş" kabul edilerek ödeme kapsamı dışına alınmış, milyonlarca kutu ilacın akıbeti belirsiz hale gelmiştir. Medula-Reçete Provizyon Sisteminin geçici karekodlu ilaçlara kapatıldığı süre içerisinde meslektaşlarımızın verdiği ilaç hizmetinde aksamalar yaşanmış, vatandaş ilaç hizmeti alamadığı için mağdur olmuştur. Yarından itibaren de hastalarımız birçok ilaca ulaşmakta sıkıntı yaşayacaktır. Tüm bu yaşananların sorumlusu ne eczacıdır ne de vatandaş! Siyasi otorite birbiriyle çelişen kararlarıyla yaşanan karmaşanın yaratıcısı olmuştur. Bu hukuk dışı uygulamaya karşı Odamız tarafından yasal mücadele ivedilikle başlatılacaktır. Geçici karekodlu ilaçları üreten ya da ithal eden firmalar ve hükümet çok hızlı bir şekilde çözüm üreterek bu karmaşaya son vermek zorundadırlar. Türk Eczacıları Birliği'nin bu uygulamayla ilgili meslektaşlarımıza duyurduğu geçici karekodlu ilaçları hastaya parayla verme önerisinin Sosyal Güvenlik Kurumu başkanı Sayın Emin Zararsız'ın 10 Aralık 2010 tarihinde basında yer alan "1 Ocak 2010 tarihinden itibaren orijinal karekodsuz ilaçların ödenmeyeceği ve vatandaşın karekodsuz ilaçları kendi cebinden ödeyerek alacağı" açıklamasıyla birebir örtüştüğü görülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu bir yandan Türk Eczacıları Birliği ile tam bir uzlaşma içinde olduğunu dile getirirken diğer yandan meslektaşlarımızı ekonomik olarak ciddi mağduriyete uğratacak bir genelgeyi Türk Eczacıları Birliği'ne bildirme gereği bile duymadan uygulamaya koyabilmektedir. Türk Eczacıları Birliği Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu çelişkili tavrını göz önüne alarak yeni bir ilaç alım protokolü görüşme sürecinde artık çok daha dikkatli olmak durumundadır. Aksi takdirde Birlik, farkına varana kadar yeni bir oldu-bittiyle karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olacaktır. Türk Eczacıları Birliği'nin Sosyal Güvenlik Kurumu'nun uygulamasına yönelik bugün yaptığı bilgilendirme yazısında geçici karekodlu ürünlerin hastaya ücretli verilmesini önermesini ve hastalara yönelik hazırlanan el ilanını kurum saygınlığına yakışmayan bir davranış olarak görüyor, meslektaşlarımıza çözüm olarak sunulan yolu da etik açıdan son derece yanlış buluyoruz. Ayrıca Türk Eczacıları Birliği hastalara yönelik hazırladığı ve dağıtılmak üzere odalara gönderdiği bilgilendirme yazısında eczacının bir an önce çözülmesi gereken sorununu vatandaşa havale etmiştir. Türk Eczacıları Birliği tarafından önerilen bu yöntemle meslektaşlarımız uygulamayla hiçbir ilgisi olmayan ve ilaca ulaşmak için cebinden para vermek durumunda kalacak olan hasta ile karşı karşıya bırakılmıştır. Geçici karekodlu ürünlerin hastaya parayla verilmesi hem meslektaşlarımız arasında haksız bir rekabet oluşturacak hem de bu ilaçların ödeme listelerinde yer almaları nedeniyle meslektaşlarımız kurum ile eczacılar arasında imzalanan ilaç alım protokolüne aykırı davranmış olacaklardır. Bu gelişmeler karşısında meslektaşlarımızın öncelikle eczanelerinde bulunan geçici karekodlu ürünleri tespit ederek ayırmalarını ve konu ile ilgili tarafımızca yapılacak duyurulara uygun hareket etmelerini önemle hatırlatıyoruz. İstanbul Eczacı OdasıYönetim Kurulu