Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

BASINA ve KAMUOYUNA

Hasan Çağıl'ın STAR gazetesinde yayınlanan eczacılara yönelik sözleri hakkında

 

Bugün Star gazetesinde yer alan "Plazma TV hediyesiyle stok yapan eczacı mı mağdur!" başlıklı haberde SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL'ın açıklamaları gerçek dışıdır. Haber SGK'nın eczacılara yönelik bakış açısının ne derece maksatlı ve adeta düşmanca olduğunu sergilemesi bakımından önemlidir.

 

İbret verici olan ise ciddi bir kurumun önemli bir konumda olan bir yetkilisinin çamur at izi kalsın mantığıyla, hiçbir ispatı olmayan dayanaksız iddialarla bir meslek grubunu kamuoyu nezdinde küçük düşürme gayretine girmesidir. Bu yakışıksız ve kurum ciddiyeti ve seviyesiyle bağdaşmayan açıklamaları kınıyoruz. Belki mahalle kahvesinde muhatap ve dinleyici bulacak türden iddialarla mesleğimize kara çalma girişimleri, esasen meslektaşlarımıza yönelik hukuk dışı ve haksız uygulamaları gözlerden gizlemek amacını taşımaktadır.

 

Diğer yandan adı geçen yetkilinin, "eczacılar bizim geçici karekodlu ürünleri almayacağımızı 6 ay öncesinden biliyorlardı ve mal fazlası alıp stok yaptılar" iddiası kendi içinde de çelişkilidir. Takdir edileceği gibi, 6 ay önceden Kurumun geçici karekodlu ilaçları almayacağını bilen eczacının bu ilaçları stokladığı iddiası mantıkla bağdaşmamaktadır. Ancak amaç, bazı kurgularla eczacılara saldırmak olunca mantık kuralları dahi işlemez hale gelmektedir.

 

SGK geçici karekodlu ilaçların geri ödemesini neden yapmayacağını geçerli bir sebeple açıklamamakta sadece ödemeyeceğini belirtmektedir. Diğer yandan Sağlık Bakanlığı 1 Eylül 2010'da 2010/63 sayılı genelge ile geçici karekodların, ilaçların son kullanım tarihine kadar piyasada dolaşabilmesine izin vermekte, sonra devletin başka bir kurumu 30 Aralık 2010'da "Ben bu ilaçları tanımıyorum, almıyorum" demektedir. Devletin kurumları birbirinden habersiz midir? Ya da devletin kurumları eczacıların ilaçları heba olsun, eczacılar iflasa sürüklensin diye mi böyle tutarsız davranmaktadır?

 

Bunlar açıklanmalıdır. Bu konudaki gerçekler söylenmelidir. Ortada bu derece haksızlık edilen bir meslek grubu varken, bir de SGK'nın yetkilisi ağza alınmayacak sözlerle eczacıya çamur atma ve kara çalma girişiminde bulunmaktadır.

 

Meslektaşlarımıza ve mesleğimize yönelik maksatlı çamur atma ve kara çalma girişimleri yargıya taşınacak ve bu şahıslar yüce adalet önünde hesap vereceklerdir. Halkımızın bu kara çalmalar karşısında dostu ve sırdaşı eczacısının yanında olduğu bilinciyle kamuoyunun bilgisine sunarız.

 

Saygılarımızla.

İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu

 

 

Star gazetesinde yayınlanan haberi görmek için tıklayınız.

BASINA ve KAMUOYUNA. Hasan Çağıl'ın STAR gazetesinde yayınlanan eczacılara yönelik sözleri hakkında Bugün Star gazetesinde yer alan "Plazma TV hediyesiyle stok yapan eczacı mı mağdur!" başlıklı haberde SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL'ın açıklamaları gerçek dışıdır. Haber SGK'nın eczacılara yönelik bakış açısının ne derece maksatlı ve adeta düşmanca olduğunu sergilemesi bakımından önemlidir. İbret verici olan ise ciddi bir kurumun önemli bir konumda olan bir yetkilisinin çamur at izi kalsın mantığıyla, hiçbir ispatı olmayan dayanaksız iddialarla bir meslek grubunu kamuoyu nezdinde küçük düşürme gayretine girmesidir. Bu yakışıksız ve kurum ciddiyeti ve seviyesiyle bağdaşmayan açıklamaları kınıyoruz. Belki mahalle kahvesinde muhatap ve dinleyici bulacak türden iddialarla mesleğimize kara çalma girişimleri, esasen meslektaşlarımıza yönelik hukuk dışı ve haksız uygulamaları gözlerden gizlemek amacını taşımaktadır. Diğer yandan adı geçen yetkilinin, "eczacılar bizim geçici karekodlu ürünleri almayacağımızı 6 ay öncesinden biliyorlardı ve mal fazlası alıp stok yaptılar" iddiası kendi içinde de çelişkilidir. Takdir edileceği gibi, 6 ay önceden Kurumun geçici karekodlu ilaçları almayacağını bilen eczacının bu ilaçları stokladığı iddiası mantıkla bağdaşmamaktadır. Ancak amaç, bazı kurgularla eczacılara saldırmak olunca mantık kuralları dahi işlemez hale gelmektedir. SGK geçici karekodlu ilaçların geri ödemesini neden yapmayacağını geçerli bir sebeple açıklamamakta sadece ödemeyeceğini belirtmektedir. Diğer yandan Sağlık Bakanlığı 1 Eylül 2010'da 2010/63 sayılı genelge ile geçici karekodların, ilaçların son kullanım tarihine kadar piyasada dolaşabilmesine izin vermekte, sonra devletin başka bir kurumu 30 Aralık 2010'da "Ben bu ilaçları tanımıyorum, almıyorum" demektedir. Devletin kurumları birbirinden habersiz midir? Ya da devletin kurumları eczacıların ilaçları heba olsun, eczacılar iflasa sürüklensin diye mi böyle tutarsız davranmaktadır? Bunlar açıklanmalıdır. Bu konudaki gerçekler söylenmelidir. Ortada bu derece haksızlık edilen bir meslek grubu varken, bir de SGK'nın yetkilisi ağza alınmayacak sözlerle eczacıya çamur atma ve kara çalma girişiminde bulunmaktadır. Meslektaşlarımıza ve mesleğimize yönelik maksatlı çamur atma ve kara çalma girişimleri yargıya taşınacak ve bu şahıslar yüce adalet önünde hesap vereceklerdir. Halkımızın bu kara çalmalar karşısında dostu ve sırdaşı eczacısının yanında olduğu bilinciyle kamuoyunun bilgisine sunarız. Saygılarımızla. İstanbul Eczacı OdasıYönetim Kurulu Star gazetesinde yayınlanan haberi görmek için tıklayınız.