Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.
İEO Kayıt Tarihi: 04.03.2011 / 13:58 Görüntüleme: 3693
İstanbul'daki sağlık meslek odaları ve sendikaları 13 Mart'ta Ankara'da yapılacak mitinge katılacaklarını İstanbul Eczacı Odası'nda düzenlenen basın toplantısıyla duyurdu.
Basın açıklamasını İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Dt. Kadir Öğüt'ün okuduğu toplantıya İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz. Semih Güngör, Devrimci Sağlık-İş Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, SES Bakırköy Şube Başkanı Hıdır Doğan, SES Şişli Şube Başkanı Mehmet Ali Alataş, SES Aksaray Şube Başkanı Ersoy Adıgüzel katıldı.
Toplantıda yapılan açıklama şöyle:
04.03.2011
BASINA VE KAMUOYUNA
BİNLERCE SAĞLIK ÇALIŞANI ÇOK SES TEK YÜREK OLUP
İSTANBUL'DAN ANKARA'YA DOĞRU YOLA ÇIKIYORUZ!
Sağlıkta gece gündüz demeden verilen emeği, hekimin, eczacının, dişhekiminin, hemşirenin, veteriner hekimin, teknisyenin, sağlık memurunun, ebenin, hasta bakıcının, yani hepimizin emeğini değersizleştirenler, güvencesiz performansa dayalı ya da taşeron çalıştırma modelini dayatanlar bu ülke halkına iyilik yapmıyor.
Mevcut sağlık idarecileri ve hükümet üyelerinin hasta ve hasta yakınları ile sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirecek kışkırtıcı beyanları, sağlık çalışanlarına karşı "hürmetsiz ve kadir bilmez" tutumları, en temel özelliği "güven ve diyalog" olan sağlık hizmetinin özünü zedeliyor.
Üniversiteler de performans kıskacına alınarak, eğitimin ve hizmetin niteliği önemsenmeden tüketim odaklı performans uygulaması, yani gelirini arttırmak için daha çok ameliyat, daha çok muayene, daha çok tetkik anlayışı hakim kılınmaya çalışılıyor. Tıpkı kamu hastanelerinde, ağız diş sağlığı merkezlerinde olduğu gibi. Niteliği önemsemeden tüccar siyaset anlayışını sağlık hizmetine doğrudan yansıtmaya çalışanlar aynı zamanda sağlıkta yatırım adı altında ulusal ve uluslararası sermayenin tekelleşmesine zemin hazırlıyorlar. Yakın zamanda üniversite hastanelerinin, işletmeleşen devlet hastanelerinin, ağız diş sağlığı merkezlerinin de "iş birliği" adı altında mevcut özel ya da vakıf hastanelerine dönüşmeleri yani fiilen satılmaları hiç kimseyi şaşırtmamalı. Çünkü gidilen yol sağlıkta tekelleşmeye, sağlık çalışanlarının emeğini maliyet unsuru olarak görüp ucuzlatmaya, daha çok kar edebilmek için, daha çok hasta ve hastalığa çıkıyor. Bu tablo hastalar için daha fazla fark ücreti, daha fazla ilaç katkı payı, daha fazla doğrudan ödeme demektir.
Yani halen işi olan sağlık çalışanlarının daha ucuza, daha uzun ve güvencesiz çalıştırılma, halen okumakta olan, ya da iş bekleyen yeni mezun, hemşire, teknisyen, hekim, eczacı ve dişhekimi için daha da düşük gelirli iş aramak ve taşerondan çalışmayı kabullendirmek demektir.
Özel hastanelere yolları açıp, muayenehaneler, küçük laboratuarlar için akıl dışı engeller getirenlere, aile hekimliği sisteminde olduğu gibi ebe ve hemşirelerin adlarını bile ortadan kaldırıp "aile sağlığı elemanı"na dönüştürenlere, eczacıları yok edecek "eczane zincirleri" için fırsat kollayanlara, yüzbinlerce sağlık emekçisini taşeron şirketlere mahkum edenlere, yani mesleklerimizi, hizmetimizi, diplomalarımızı değersizleştirmeye çalışanlara söyleyecek sözümüz var.
Sağlık hizmeti üretenlerin emeğini değersizleştirmenize izin vermeyeceğiz. Bizleri sağlık patronlarına ucuz işgücü haline getirmenize izin vermeyeceğiz. Yeni mezunlarımızı yedek işgücü ve taşerondan çalıştırılacak niteliksiz eleman haline dönüştürmenize izin vermeyeceğiz.
Halkın gereksiz ve yanlış ilaç tüketimine neden olacak ilaç reklamına, ilaçların market raflarına konulmasına izin vermeyeceğiz. SGK'nın hastanın ilaca ulaşma hakkını yok sayan, eczacıyı köleleştiren dayatmacı politikalarına izin vermeyeceğiz.
Büyük alışveriş merkezleri (AVM) ile boğduğunuz, tüketim çılgını yaptığınız yurttaşlarımıza benzeri bir anlayışla sağlık sistemi kurmanıza, büyük hastane - eczane zincirleri ve sağlık kampüsleri ile tamamı katkı payı, fark ücretine dayalı bir sağlık ortamı yaratmanıza izin vermeyeceğiz. Sağlık ortamını hastaları müşteri olarak, hastalıkları ise pazar payı olarak algılayan CEO'larınızın, işletme müdürlerinizin insafına bırakmayacağız.
Sağlık hakkına bilinçli sahip çıkan, katkı, payı, fark ücreti, hizmet sınırlamasını kabul etmeyen, birinci basamakta koruyucu hekimliği önemseyen, müşteri olarak görülmek istemeyen sağlık hakkına sahip çıkacak tüm duyarlı yurttaşlarımızla, hasta ve hasta yakınlarımızla birlikte Ankara'ya gidiyoruz. Türkiye'nin en büyük şehrinden, sağlık hizmetinin en yoğun verildiği İstanbul'dan binlerce sağlık çalışanı bir araya geliyor, çok ses ve tek yürek olarak Ankara'ya doğru yola çıkıyoruz.
Türkiye'nin tüm illerinden gelecek binlerce sağlık çalışanı ve sağlık hakkı savunucusu ile birlikte Sıhhiye meydanını beyaza boyamak için geliyoruz.
13 Mart Pazar günü Ankara'da olmak üzere onlarca otobüsle; teknisyeni, hemşiresi, eczacısı, hasta bakıcısı, hekimi, laborantı, dişhekimi, sağlık memuru, radyoloji teknisyeni, veteriner hekimi, ebesi, öğrencisi, asistanı, öğretim üyesi ile sağlık hizmetini üretenler olarak; hakkımız olanı istemek ve herkesin sağlık hakkına sahip çıkmak için Cumartesi gecesi İstanbul'dan yola çıkıyoruz.
Sağlık politikalarını yöneten mevcut iktidarı uyarıyor, dost kurum ve kişileri dayanışmaya davet ediyoruz.
İSTANBUL ECZACI ODASI / İSTANBUL DİŞHEKİMLERİ ODASI / İSTANBUL TABİP ODASI / İSTANBUL VETERİNER HEKİMLER ODASI / SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI İSTANBUL ŞUBELERİ / DEVRİMCİ SAĞLIK-İŞ
04.09.2025 / 10:12 7693
05.09.2025 / 13:37 2555
04.09.2025 / 09:45 1214
05.09.2025 / 16:05 561
03.09.2025 / 17:03 486