Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

G2D'li İlaçların Faturalandırması Sürecinde Fiyasko!

Sosyal Güvenlik Kurumu hukuk dışı uygulamalarına bir yenisini daha ekleyerek meslektaşlarımızı reçete teslim edemez duruma getirmiştir.

 

Bilindiği gibi geçici karekod ihtiva eden ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenmeyeceğinin bir Genelge ile açıklamasının ardından Türk Eczacıları Birliği ve İstanbul Eczacı Odası tarafından açılan davalar sonucunda Danıştay yürütmeyi durdurma kararı vermiş, ancak alınan bu karar Kurum tarafından bilinçli bir şekilde itiraz süresinin sonuna kadar bir ay bekletilerek uygulanmıştır.

 

Danıştay tarafından verilen karardan rahatsız olan Sosyal Güvenlik Kurumu bir Genelge ile geçici karekod içeren ilaçlara ait reçetelerin Ankara'da özel olarak inceleneceğini duyurmuş, ardından da 1 Mart 2011 tarihinde yayımladığı Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği ile yine içinde en az bir adet geçici karekod içeren ilaçlara ait reçetelerin ayrı faturalandırılarak teslim edileceğini açıklamıştır.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu, yaptığı hukuka aykırı düzenlemelerin yargıdan dönmesine yine hukuk dışı uygulamalarla eczacıları cezalandırarak karşılık vermektedir.

 

2 Mart 2011 Çarşamba gününden bu yana Medula-Reçete Provizyon Sistemi üzerinden reçete faturalandırma işlemleri durdurulmuş olup, meslektaşlarımızın fatura sonlandırma yapmaları engellenmektedir. Bugün itibariyle Medula-Reçete Provizyon Sistemi halen fatura sonlandırma işlemine kapalıdır ve ne zaman açılacağı da belirsizdir.

 

Hukuk dışı uygulamaları sürdürmeyi ve meslektaşlarımızı mağdur etmeyi alışkanlık haline getiren Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerine soruyoruz;

 

  1. İlaç Alım Protokolünün Uygulanacak Usul ve Esasların 3.1. maddesinde yer alan: ''Eczacının ilaç vermesi ile ilgili iş ve işlemlere ilişkin SUT'ta değişiklik yapılması halinde görüş birliği sağlanır'' ibaresine rağmen neden Merkez Heyetimizin görüşü alınmadan faturalandırma işlemlerinde değişiklik yapılmıştır?
  2. Merkez Heyetimizin görüşü alınmadan yapılan SUT değişiklikleri 1 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmişken, neden ikinci bir usulsüzlük daha yapılarak 12-28 Şubat 2011 tarihleri arasındaki reçetelerde yer alan geçici karekodlu ilaçlar için ayrı faturalandırma zorunlu kılınmıştır?
  3. Geçici karekodlu ilaçları içeren reçetelerin hangi sebeple Kurum taşra teşkilatları yerine Ankara'daki merkezde incelenmesi uygun görülmüştür?
  4. Kurum taşra teşkilatlarında görev yapan personel bu reçeteleri inceleme konusunda yetersiz mi bulunmuştur?
  5. Geçici karekodlu ilaçları içeren reçetelerin Ankara'daki merkeze gönderilmesindeki amaç, bu reçetelerin ödemesini geciktirmek midir?
  6. Kurum meslektaşlarımızı potansiyel suçlu olarak değerlendirme anlayışından ne zaman vazgeçecektir?

 

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun meslektaşlarımızın cevabını merak ettiği sorulara ne yanıt vereceğini bilmiyoruz, ancak tarafımızca bilinen bir şey var ki o da Kurumun yargının kararları nedeniyle uygulamaya koyamadığı düzenlemeleri, eczacılarımızı yıldırarak hayata geçirmeyi amaçladığıdır.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu meslektaşlarımızı yıldırarak kusurlu ilan ettiği geçicici karekodlu ürünlerin Kuruma fatura edilmesini önlemek yerine bu ürünlerin diğer ilaçlar gibi tedavi değeri olan etkin, güvenilir ve kaliteli olduğu gerçeğini artık kabul etmelidir.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun meslektaşlarımıza hukuk dışı düzenlemelerle ilaç hizmetinde ek bir yük getirmesini kabul etmemiz mümkün değildir.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu oyununa gelmeyeceğiz, hakkımızı sonuna kadar arayacağız.

 

İstanbul Eczacı Odası olarak dün Danıştay nezdinde açtığımız dava ile gerekli yasal mücadeleyi başlattık. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu uygulamalarının da yargıdan döneceğini dair inancımız tamdır.

 

Türk Eczacıları Birliği'ni, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun dayatmalarına boyun eğmeyerek, reçete teslim işlemlerinin geçmişte olduğu gibi bugünkü şekliyle sürdürülmesinde ısrarcı olmaya ve meslektaşlarımızın haklarını sonuna kadar savunmaya davet ediyoruz.

 

Saygılarımızla.

 

 

Konuya ilişkin TEB'e yazdığımız yazı için tıklayınız.

 

 

İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu

 

G2D'li İlaçların Faturalandırması Sürecinde Fiyasko!. Sosyal Güvenlik Kurumu hukuk dışı uygulamalarına bir yenisini daha ekleyerek meslektaşlarımızı reçete teslim edemez duruma getirmiştir. Bilindiği gibi geçici karekod ihtiva eden ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenmeyeceğinin bir Genelge ile açıklamasının ardından Türk Eczacıları Birliği ve İstanbul Eczacı Odası tarafından açılan davalar sonucunda Danıştay yürütmeyi durdurmakararı vermiş, ancak alınan bu karar Kurum tarafından bilinçli bir şekilde itiraz süresinin sonuna kadar bir ay bekletilerek uygulanmıştır. Danıştay tarafından verilen karardan rahatsız olan Sosyal Güvenlik Kurumu bir Genelge ile geçici karekod içeren ilaçlara ait reçetelerin Ankara'da özel olarak inceleneceğini duyurmuş, ardından da 1 Mart 2011 tarihinde yayımladığı Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği ile yine içinde en az bir adet geçici karekod içeren ilaçlara ait reçetelerin ayrı faturalandırılarak teslim edileceğini açıklamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu, yaptığı hukuka aykırı düzenlemelerin yargıdan dönmesine yine hukuk dışı uygulamalarla eczacıları cezalandırarak karşılık vermektedir. 2 Mart 2011 Çarşamba gününden bu yana Medula-Reçete Provizyon Sistemi üzerinden reçete faturalandırma işlemleri durdurulmuş olup, meslektaşlarımızın fatura sonlandırma yapmaları engellenmektedir. Bugün itibariyle Medula-Reçete Provizyon Sistemi halen fatura sonlandırma işlemine kapalıdır ve ne zaman açılacağı da belirsizdir. Hukuk dışı uygulamaları sürdürmeyi ve meslektaşlarımızı mağdur etmeyi alışkanlık haline getiren Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerine soruyoruz; İlaç Alım Protokolünün Uygulanacak Usul ve Esasların 3.1. maddesinde yer alan: ''Eczacının ilaç vermesi ile ilgili iş ve işlemlere ilişkin SUT'ta değişiklik yapılması halinde görüş birliği sağlanır'' ibaresine rağmen neden Merkez Heyetimizin görüşü alınmadan faturalandırma işlemlerinde değişiklik yapılmıştır? Merkez Heyetimizin görüşü alınmadan yapılan SUT değişiklikleri 1 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmişken, neden ikinci bir usulsüzlük daha yapılarak 12-28 Şubat 2011 tarihleri arasındaki reçetelerde yer alan geçici karekodlu ilaçlar için ayrı faturalandırma zorunlu kılınmıştır? Geçici karekodlu ilaçları içeren reçetelerin hangi sebeple Kurum taşra teşkilatları yerine Ankara'daki merkezde incelenmesi uygun görülmüştür? Kurum taşra teşkilatlarında görev yapan personel bu reçeteleri inceleme konusunda yetersiz mi bulunmuştur? Geçici karekodlu ilaçları içeren reçetelerin Ankara'daki merkeze gönderilmesindeki amaç, bu reçetelerin ödemesini geciktirmek midir? Kurum meslektaşlarımızı potansiyel suçlu olarak değerlendirme anlayışından ne zaman vazgeçecektir? Sosyal Güvenlik Kurumu'nun meslektaşlarımızın cevabını merak ettiği sorulara ne yanıt vereceğini bilmiyoruz, ancak tarafımızca bilinen bir şey var ki o da Kurumun yargının kararları nedeniyle uygulamaya koyamadığı düzenlemeleri, eczacılarımızı yıldırarak hayata geçirmeyi amaçladığıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu meslektaşlarımızı yıldırarak kusurlu ilan ettiği geçicici karekodlu ürünlerin Kuruma fatura edilmesini önlemek yerine bu ürünlerin diğer ilaçlar gibi tedavi değeri olan etkin, güvenilir ve kaliteli olduğu gerçeğini artık kabul etmelidir. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun meslektaşlarımıza hukuk dışı düzenlemelerle ilaç hizmetinde ek bir yük getirmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu oyununa gelmeyeceğiz, hakkımızı sonuna kadar arayacağız. İstanbul Eczacı Odası olarak dün Danıştay nezdinde açtığımız dava ile gerekli yasal mücadeleyi başlattık. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu uygulamalarının da yargıdan döneceğini dair inancımız tamdır. Türk Eczacıları Birliği'ni, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun dayatmalarına boyun eğmeyerek, reçete teslim işlemlerinin geçmişte olduğu gibi bugünkü şekliyle sürdürülmesinde ısrarcı olmaya ve meslektaşlarımızın haklarını sonuna kadar savunmaya davet ediyoruz. Saygılarımızla. Konuya ilişkin TEB'e yazdığımız yazı için tıklayınız. İstanbul Eczacı OdasıYönetim Kurulu