Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.
DİĞER Kayıt Tarihi: 09.12.2003 / 00:01 Görüntüleme: 2414
SAYIN DELEGE,
Dünyada neoliberal saldırganlığın
arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dalga az gelişmiş ülkelerin ekonomik, sosyal ve
siyasal yapılarında derin değişikliklere yol açıyor. Siyaset kurumları ,
ekonomik ve sosyal yapılar bu “yeni” döneme göre yeniden şekillendiriliyor.
Bugün ülkemizde de bu sürecin dayattığı çok önemli değişiklikler gündemdedir.
kamu hizmetleri alanı yeniden yapılandırılıyor. Buna bağlı olarak ilaç ve sağlık
alanında yasal değişkliklerin hazırlıkları yapılıyor. Sağlık Bakanlığı
bünyesinde çalışma grupları oluşturulmuş durumdadır. Çok uluslu ilaç şirketleri
temsilcilerinin ağırlıkta olduğu bu gruplarda hazırlanmış olan taslaklar var ve
bunlar bir gecede önümüze sürülüyor. Tıpkı patent yasasında olduğu gibi.
İlaç ve sağlık alanını çok uluslu
ilaç ve dağıtım şirketlerinin istemleri doğrultusunda düzenleyen bu çalışma
gruplarının bir çoğunda TEB`de yer alıyor. Eczacı kamuoyu, eczacı odaları ve
sözde sağlığından sorumlu olduğumuz halkımız bu gelişmelerden habersiz olanı
biteni izliyor. Toplumsal bir duyarlılık yaratma çabaları yerine, ağzımıza bir
parmak bal çalma çabalarına teşne olan bir politika izleniyor.
TEB yönetimi halkın ve eczacının
geleceğini ipotek altına alan bu gelişmelere karşı tam bir vurdumduymazlık
içinde.
Çok uluslu ilaç şirketlerinin, reklam
şirketlerinin ve medya patronlarının istemleri doğrultusunda ilaçta reklam
yasallaşıyor meslek birliğimizden ses yok.
Sağlık alanı bir hizmet alanı
olmaktan çıkarılıp bütünüyle bir ticaret alanına dönüştürülüyor.
İnsanlarımızı ilaç araştırmalarında
kobay olarak kullanacak yasal değişikliklerin hazırlıkları yapılıyor. Yine ses
yok.
Büyük kentlerde binlerce eczacı
sistem dışına itilirken, yine binlercesi sisteme tutunmaya çalışırken bunları
ayağa kaldıracak projeler yerine kaynaklar eczacıların mesleki yaşamlarına
katkıları tartışmalı medyatik “sosyal” projelere yönlendiriliyor.
Gemisini kurtarmak yerine kendi
canının derdine düşmüş bir TEB Başkanı.
İlaç ve eczacılık alanında gelecek on
yıllarımızı bağlayan yasal düzenlemelerin hazırlıkları yapılırken eczacı
odalarını ve eczacı kamuoyunu bir katrilyonluk SSK pazarına kilitleyen.
Olan biten şeyler karşısında
eczacıların ve halkın duyarlılıklarını, demokratik reflekslerini harekete
geçirecek etkinliklere uzak duran bir TEB yönetimi.
Önümüzdeki günlerde 34. Büyük TEB
Kongresi toplanacak.
Bizlere dayatılan bu süreci
değiştirmek ellerinizde.
Eczacı odaları ile ilişkilerinde
katılımcı, demokratik ve saydam.
Mesleki ve toplumsal taleplere etkin
bir şekilde sahip çıkan.
Çok uluslu ilaç ve dağıtım
şirketlerine karşı mesleğin ve halkın çıkarlarını korumada kararlı ve güçlü bir
muhalefet görevini üstlenebilen.
Demokrasiye, özgürlüklere ve sosyal
hukuk devletine sahip çıkan.
Özerk ve demokratik bir TEB
istiyorsanız gelin hep birlikte yeni bir tarih yazalım.
İSTANBUL ECZACI ODASI – BURSA ECZACI ODASI – KOCAELİ ECZACI ODASI
KASTAMONU ECZACI ODASI – DİYARBAKIR ECZACI ODASI
05.09.2025 / 13:37 3013
05.09.2025 / 16:05 611
10.09.2025 / 17:43 360
08.09.2025 / 11:57 307
05.09.2025 / 15:51 290