Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ BÜYÜK KONRE DELEGELERİ'NE

        SAYIN DELEGE,

        Dünyada neoliberal saldırganlığın arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dalga az gelişmiş ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasal yapılarında derin değişikliklere yol açıyor. Siyaset kurumları , ekonomik ve sosyal yapılar bu “yeni” döneme göre yeniden şekillendiriliyor. Bugün ülkemizde de bu sürecin dayattığı çok önemli değişiklikler gündemdedir. kamu hizmetleri alanı yeniden yapılandırılıyor. Buna bağlı olarak ilaç ve sağlık alanında yasal değişkliklerin hazırlıkları yapılıyor. Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışma grupları oluşturulmuş durumdadır. Çok uluslu ilaç şirketleri temsilcilerinin ağırlıkta olduğu bu gruplarda hazırlanmış olan taslaklar var ve bunlar bir gecede önümüze sürülüyor. Tıpkı patent yasasında olduğu gibi.

        İlaç ve sağlık alanını çok uluslu ilaç ve dağıtım şirketlerinin istemleri doğrultusunda düzenleyen bu çalışma gruplarının bir çoğunda TEB`de yer alıyor. Eczacı kamuoyu, eczacı odaları ve sözde sağlığından sorumlu olduğumuz halkımız bu gelişmelerden habersiz olanı biteni izliyor. Toplumsal bir duyarlılık yaratma çabaları yerine, ağzımıza bir parmak bal çalma çabalarına teşne olan bir politika izleniyor.

        TEB yönetimi halkın ve eczacının geleceğini ipotek altına alan bu gelişmelere karşı tam bir vurdumduymazlık içinde.

        Çok uluslu ilaç şirketlerinin, reklam şirketlerinin ve medya patronlarının istemleri doğrultusunda ilaçta reklam yasallaşıyor meslek birliğimizden ses yok.

        Sağlık alanı bir hizmet alanı olmaktan çıkarılıp bütünüyle bir ticaret alanına dönüştürülüyor.

        İnsanlarımızı ilaç araştırmalarında kobay olarak kullanacak yasal değişikliklerin hazırlıkları yapılıyor. Yine ses yok.

        Büyük kentlerde binlerce eczacı sistem dışına itilirken, yine binlercesi sisteme tutunmaya çalışırken bunları ayağa kaldıracak projeler yerine kaynaklar eczacıların mesleki yaşamlarına katkıları tartışmalı medyatik “sosyal” projelere yönlendiriliyor.

        Gemisini kurtarmak yerine kendi canının derdine düşmüş bir TEB Başkanı.

        İlaç ve eczacılık alanında gelecek on yıllarımızı bağlayan yasal düzenlemelerin hazırlıkları yapılırken eczacı odalarını ve eczacı kamuoyunu bir katrilyonluk SSK pazarına kilitleyen.

        Olan biten şeyler karşısında eczacıların ve halkın duyarlılıklarını, demokratik reflekslerini harekete geçirecek etkinliklere uzak duran bir TEB yönetimi.

        Önümüzdeki günlerde 34. Büyük TEB Kongresi toplanacak.

        Bizlere dayatılan bu süreci değiştirmek ellerinizde.

        Eczacı odaları ile ilişkilerinde katılımcı, demokratik ve saydam.

        Mesleki ve toplumsal taleplere etkin bir şekilde sahip çıkan.

        Çok uluslu ilaç ve dağıtım şirketlerine karşı mesleğin ve halkın çıkarlarını korumada kararlı ve güçlü bir muhalefet görevini üstlenebilen.

        Demokrasiye, özgürlüklere ve sosyal hukuk devletine sahip çıkan.

        Özerk ve demokratik bir TEB istiyorsanız gelin hep birlikte yeni bir tarih yazalım.

                        İSTANBUL ECZACI ODASI – BURSA ECZACI ODASI – KOCAELİ ECZACI ODASI
                                    KASTAMONU ECZACI ODASI – DİYARBAKIR ECZACI ODASI

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ BÜYÜK KONRE DELEGELERİ'NE. SAYIN DELEGE, Dünyada neoliberal saldırganlığın arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dalga az gelişmiş ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasal yapılarında derin değişikliklere yol açıyor. Siyaset kurumları , ekonomik ve sosyal yapılar bu “yeni” döneme göre yeniden şekillendiriliyor. Bugün ülkemizde de bu sürecin dayattığı çok önemli değişiklikler gündemdedir. kamu hizmetleri alanı yeniden yapılandırılıyor. Buna bağlı olarak ilaç ve sağlık alanında yasal değişkliklerin hazırlıkları yapılıyor. Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışma grupları oluşturulmuş durumdadır. Çok uluslu ilaç şirketleri temsilcilerinin ağırlıkta olduğu bu gruplarda hazırlanmış olan taslaklar var ve bunlar bir gecede önümüze sürülüyor. Tıpkı patent yasasında olduğu gibi. İlaç ve sağlık alanını çok uluslu ilaç ve dağıtım şirketlerinin istemleri doğrultusunda düzenleyen bu çalışma gruplarının bir çoğunda TEB`de yer alıyor. Eczacı kamuoyu, eczacı odaları ve sözde sağlığından sorumlu olduğumuz halkımız bu gelişmelerden habersiz olanı biteni izliyor. Toplumsal bir duyarlılık yaratma çabaları yerine, ağzımıza bir parmak bal çalma çabalarına teşne olan bir politika izleniyor. TEB yönetimi halkın ve eczacının geleceğini ipotek altına alan bu gelişmelere karşı tam bir vurdumduymazlık içinde. Çok uluslu ilaç şirketlerinin, reklam şirketlerinin ve medya patronlarının istemleri doğrultusunda ilaçta reklam yasallaşıyor meslek birliğimizden ses yok. Sağlık alanı bir hizmet alanı olmaktan çıkarılıp bütünüyle bir ticaret alanına dönüştürülüyor. İnsanlarımızı ilaç araştırmalarında kobay olarak kullanacak yasal değişikliklerin hazırlıkları yapılıyor. Yine ses yok. Büyük kentlerde binlerce eczacı sistem dışına itilirken, yine binlercesi sisteme tutunmaya çalışırken bunları ayağa kaldıracak projeler yerine kaynaklar eczacıların mesleki yaşamlarına katkıları tartışmalı medyatik “sosyal” projelere yönlendiriliyor. Gemisini kurtarmak yerine kendi canının derdine düşmüş bir TEB Başkanı. İlaç ve eczacılık alanında gelecek on yıllarımızı bağlayan yasal düzenlemelerin hazırlıkları yapılırken eczacı odalarını ve eczacı kamuoyunu bir katrilyonluk SSK pazarına kilitleyen. Olan biten şeyler karşısında eczacıların ve halkın duyarlılıklarını, demokratik reflekslerini harekete geçirecek etkinliklere uzak duran bir TEB yönetimi. Önümüzdeki günlerde 34. Büyük TEB Kongresi toplanacak. Bizlere dayatılan bu süreci değiştirmek ellerinizde. Eczacı odaları ile ilişkilerinde katılımcı, demokratik ve saydam. Mesleki ve toplumsal taleplere etkin bir şekilde sahip çıkan. Çok uluslu ilaç ve dağıtım şirketlerine karşı mesleğin ve halkın çıkarlarını korumada kararlı ve güçlü bir muhalefet görevini üstlenebilen. Demokrasiye, özgürlüklere ve sosyal hukuk devletine sahip çıkan. Özerk ve demokratik bir TEB istiyorsanız gelin hep birlikte yeni bir tarih yazalım. İSTANBUL ECZACI ODASI – BURSA ECZACI ODASI – KOCAELİ ECZACI ODASI KASTAMONU ECZACI ODASI – DİYARBAKIR ECZACI ODASI