Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

Türkiye Diyabet Vakfı’ndan Basın Toplantısı

Türkiye Diyabet Vakfı bu sabah bir basın toplantısı düzenleyerek, medyada son zamanlarda sıklıkla yer alan bazı spekülatif tedavi yöntemleri hakkında açıklama yaptı.

 

Oda BaÅŸkanımız Ecz. Semih Güngör'ün de katılarak destek verdiÄŸi basın toplantısında, diyabetin son günlerde rant alanı haline getirildiÄŸi, insanların saÄŸlıkları konusundaki duyarlılıklarının suistimal edildiÄŸi vurgulandı.

 

Basın açıklamasının tam metni ÅŸöyle:

 

TÜRKİYE DİYABET VAKFI

 

BASIN DUYURUSU

 

Son günlerde medyada diyabet tedavisi ile ilgili bazı spekülatif tedavi yöntemlerinin yer alması ve bu haberlerle ilgili olarak vakfımıza diyabetli hastalardan birçok baÅŸvuru olması üzerine vakfımız basın açıklaması kararı almıştır.

 

Diyabet gibi ülkemizde yaklaşık on milyon insanı ilgilendiren yaygın hastalık, son günlerde medyada birçok ticari kiÅŸi yada kuruluÅŸların rant alanı haline gelmiÅŸ, insanların saÄŸlıkları konusundaki duyarlılıklarını suistimal eder bir çizgiye ulaÅŸmıştır.

 

1 . Vücudunda insülin hormonu eksikliÄŸi ya da yokluÄŸu nedeniyle insülin tedavisi olan diyabetli hastalarda cerrahi olarak insülin tedavilerinin kesildiÄŸi yönünde yapılan açıklamalar ve haberler bilimsel gerçekleri yansıtmamaktadır.

Türkiye Diyabet Vakfı'na son günlerde "İnsülin Cerrahi Tedavisi" yada "Metabolik Cerrahi Yöntemi" olarak bazı hekimlerin medya açıklamaları nedeniyle çok sayıda baÅŸvuru gelmektedir.

 

Tanımlanan bu cerrahi yöntemler bazı ileri derecede (morbid) obez hastalarda yapılan mide ve ince bağırsakların cerrahi olarak bir bölümünün devredışı bırakılması ve/veya anostomoz yapılması tekniÄŸine dayalı bir uygulamadır.

 

Uzun bir süreden beri dünyada ve ülkemizde de uygulanan bu tür cerrahi teknikler, risk ve komplikasyon oranlarının yüksekliÄŸi, insan metabolizması üzerine uzun dönemdeki etkileri nedeniyle obezite tedavisindeki yeri halen tartışmalıdır. Obezitenin cerrahi yöntemle tedavisi ile ilgili geliÅŸen komplikasyonlar yada telafisi mümkün olmayan üzücü hadiseler zaman zaman medyada yer almaktadır.

 

Cerrahi yöntemlerle kilo kaybeden hastalarda aşırı ÅŸiÅŸmanlığın neden olduÄŸu hipertansiyon, kan yaÄŸları yüksekliÄŸi ya da diyabet semptomlarının gerilediÄŸine dair yayınlar vardır.

Benzer ÅŸekilde cerrahi yöntem olmaksızın tıbbi beslenme tedavisi ve egzersizle zayıflatılan hastaların semptomlarının düzeldiÄŸi ve diyabet ilaçlarını ve insülin tedavisini bıraktıkları ile ilgili birçok çalışma vardır.

 

Bu tür cerrahi yöntemlerin bağırsak hormonları ve inkretin üzerine etki yoluyla diyabet tedavisinde kullanılabileceÄŸi yönünde yapılan çalışma sonuçları da literatürde tartışmalıdır. Bu mekanizmayla insülin kullanan, vücudunda insülin hormonu olmayan hastaların insülin tedavilerinin kesilebileceÄŸi iddiaları ise tıbben gerçek dışıdır.

 

Bu tür haberlerin ülkemizde üç yüz binin üstünde insülin kullanan hastaya tedavi umudu olarak sunulması, binlerce hastanın bu umutla yanlış yönlendirilmesine ve düÅŸ kırıklığına uÄŸratılması neden olmaktadır. Bu haberlerden etkilenerek hastanelere yapılan çok yoÄŸun hasta baÅŸvuruları nedeni ile bu tür haberlerin çıkmasını takiben art arda birkaç hafta içinde birçok metabolik cerrahi merkezlerinin ardı ardına açılması bu tür haberlerin hasta üzerinden umut ticaretine dönüÅŸmesi vahim ve acil önlem alınması gereken bir tablodur.

 

2. Diyabet ve diyabete bağlı organ hasarlarının bitkiler ya da karışımları ile tamamen iyileştirilebileceği iddialarıyla hasta sağlığı ile oynanmaktadır.

Diyabeti otlarla veya bitkisel karışımlarla tedavi ettiÄŸini iddia eden ve tıp mensubu olmayan birçok kiÅŸi çeÅŸitli görsel ve yazılı medyada sürekli yayınlara çıkarak hastalara yönelik bitki tarifleriyle tedavi reçeteleri önermektedir.

Diyabetli hastalardan otlar veya bitkisel karışımlarla hazırlanan mamullerin diyabetin kesin tedavi ilacı diye ticari olarak pazarlandığını ve hastalara yüksek ücretler karşılığında satıldığı yönünde birçok ÅŸikayet gelmektedir.

Üzülerek belirtmek gerekir ki kontrol altına alınamadığı için bu kiÅŸilerin ve bu türden ürünlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.

Bir bitkiden güvenli ilaç elde edilmesi on-on dört yıllık uzun bir süreçtir. Uluslararası kurallar gereÄŸi insan saÄŸlığını korumak amacıyla, öncelikle bitki içindeki maddeden etken maddenin ayrıştırılması, saflaÅŸtırılması, deney hayvanları üzerinde yan etkilerinin incelenmesi ve diÄŸer organlar üzerinde uzun süreli etkilerinin gözlemlenmesi, daha sonra gönüllülerde denenmesi, güvenirlik ve etkinlik çalışmalarının yapılması ve bunların tamamlandığına dair resmi kurumlardan ruhsatlanması gerekmektedir.

Günümüzde modern tıbbın kullandığı birçok ilaç, diyabette kullanılan ilaçların çok önemli bir kısmı bitkisel kökenlidir ve yukarıda belirtilen aÅŸamaları tamamlanmış ve ruhsatlandırılmıştır.

Yukarıda belirtilen aÅŸamaları tamamlamadan sadece bir bitki özü ya da birden fazla bitki özünün karıştırılarak hastaya ilaç adıyla verilip kullanılması geliÅŸebilecek yan etkiler nedeniyle insan saÄŸlığını tehdit etmektedir.

 

3. SaÄŸlık Bakanlığı tarafından ilaç olarak ruhsatlandırılmamış bitkisel ürünlerin ilaç adı altında hastalıkları tedavi ettiÄŸine dair ilanlar tıbben etik ve doÄŸru deÄŸildir.

Son zamanlarda yazılı medyada diyabeti kesin tedavi ettiÄŸini iddia eden birçok bitkisel ürün ilanı yer almaktadır. Bu ilanların bir bölümünde ilanın içinde bazı akademik ünvanlı isimlerin açıklamaları eklenerek ilan verilen bitkisel mamullerin etkinliÄŸi konusunda hastaların pozitif yönde etkilenmesi saÄŸlanmakta ve daha sonra bu ürünler bitkisel ilaç adı altında ticari olarak pazarlanmaktadır.

 

Ülkemizde SaÄŸlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ilaçların halka yönelik reklamı yasaklanmıştır. Buna karşın hiçbir resmi kurumdan izin almamış veya Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından bitkisel mamul izni verilmiÅŸ ürün ya da karışımların büyük bir çoÄŸunluÄŸunun hastalık tedavisinde etkin ilaç olarak serbestçe reklamı yapılmakta, yazılı medyada ilanları sürekli yer almaktadır. Bu tür bilimselliÄŸi kanıtlanmamış, SaÄŸlık Bakanlığı'ndan resmi izin alınmamış mamullerin ilaç adı altında hastalıkları tedavi ettiÄŸini iddia eden ilanlar hastaları yanıltmakta, hastalar hekimler tarafından verilen ilaçlarını bırakmakta, bu ilan ya da reklamlardan etkilenerek tedaviyi aksatmakta, bu ürünlere büyük paralar vererek satın almaktadır.

 

Diyabet gibi ciddi, komplike, iyi tedavi edilmediÄŸi zaman ağır organ kayıplarına neden olan ve milyonlarca insanın hayatını ilgilendiren bir hastalığın tedavisinde bu tür, etkinliÄŸi uluslararası kurallara göre kanıtlanmamış bitkisel ürünlerin tedavide kullanılması birçok hasta için geri dönüÅŸü mümkün olmayan ciddi saÄŸlık sorunlarına neden olmaktadır.

 

Bu nedenle T.C. SaÄŸlık Bakanlığı'ndan kurallara uygun ruhsat almamış hiçbir ürünün hastalık adıyla reklamı ilanı ve satışına izin verilmemelidir.

 

4. "Diyabetin Tedavisi Bulundu" ifadesiyle yapılan açıklamalar ya da ilanlar bilimsel olarak anlamlı deÄŸildir.

Son günlerde sürekli olarak medyada "Diyabetin Tedavisi Bulundu" gibi sansasyonel açıklamalar yapılmaktadır. Diyabetin tek tipi ve tek formu yoktur. Diyabet vücutta insülin hormonu salgısında bozukluk ya da yokluÄŸu sonucu ortaya çıkan birçok farklı tipi olan bir sendromdur (hastalıklar grubudur).

 

Tip 1 Diyabet (Genellikle çocuk ve gençlerde görülür. İnsülinsiz yaÅŸam mümkün deÄŸildir), Tip 2 Diyabet (Genellikle orta yaÅŸ/ileri yaÅŸ dönemi hastalığıdır. İnsülin direnci nedeniyle ortaya çıkar), Gestasyonel Diyabet (Gebelik döneminde ortaya çıkar), Sekonder Diyabet (Pankreas kanseri, ya da pankreas hastalıkları, hormon salgılayan organ bozuklukları nedeniyle görülür) olarak 4 farklı tipi ayrıca her diyabet tipinin de farklı klinik dönemleri (preklinik, klinik ve komplikasyonlu dönem) mevcuttur.

 

Diyabetin tüm tiplerinde etkin olan bir ilaç halen tıpta mevcut deÄŸildir.

 

Diyabetin her tipinde ve bu diyabet tiplerinin her klinik dönemlerinde farklı bir izlem ve tedavi protokolü uygulamasına ihtiyaç vardır. Bazen bir diyabet tipinde uygulanan tedavi yönteminin diÄŸer diyabet tipinde uygulanması (örneÄŸin Tip 1 diyabette insülin salgılatıcı ilaçların verilmesi) önlenemeyecek, yaÅŸamı tehdit eden sonuçlar verebilir.

 

Diyabet tedavisi ile ilgili haberler, yöntemler belirtilirken diyabetin hangi tipinde ve hangi döneminde kullanılabileceÄŸi belirtilmeden genelleme yapılarak açıklanan haberler, yanıltıcı ve yanlış yönlendirici bir bilgi olarak milyonlarca diyabetli hastaya yanıltıcı umut ışığı olmakta, birçok hasta bu nedenle tedaviyi aksatmakta ya da tıbbi olarak yanlış tedavi yöntemlerine yöneltmektedir.

 

TÜRKİYE DİYABET VAKFI'NDAN KAMUOYUNA ÇAÄžRI

 

1. SaÄŸlık Bakanlığı hasta tedavi yetkisi olmayan tıp dışı birtakım kiÅŸilerin bilimsel doÄŸruluÄŸu kanıtlanmamış, ilaç ruhsat aÅŸamaları tamamlanmamış bitkiler ya da onların karışımlarından hazırlanan formülleri tedavi reçetesi gibi vererek hasta saÄŸlığıyla oynanmasını engelleyecek tedbirleri almalıdır.

 

2. Radyo Televizyon Üst Kurumu, bitkisel kökenli karışımların reklam ve ilanlarında, hastaya tıbbi ilaç izlenimi verecek yazılar ve "hasta ya da hastalıkları tedavi ettiÄŸine" dair ibareler kullanmasını engelleyecek önlemleri en kısa zamanda almalıdır.

 

3. Bilimsel olarak etkinliÄŸi kanıtlanmamış yeni tedavi metotlarının deÄŸerlendirilmesi amacıyla SaÄŸlık Bakanlığı bünyesinde "Bilimsel Etik Kurul" oluÅŸturulmalı, bu tedavi metotları ancak etik kurulun onayı alındıktan sonra açıklanmalı ve uygulamaya konulmalıdır.

 

Prof. Dr. Ahmet Kaya Prof. Dr. M. Temel Yılmaz
TURKDİAB Yön. Kur. BaÅŸkan Yrd. TURKDİAB Yön. Kur. BaÅŸkanı
ve Selçuk Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. İ. Ü. İstanbul Tıp Fak. End.
Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi Met Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi
  ve İ.Ü. Diyabet Uygulama ve
   AraÅŸtırma Merkezi Müdürü
   
Prof. Dr. İlhan Yetkin Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı
Turkdiab Yön Kur. Genel Sekreteri TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi
Gazi Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. ve Akdeniz Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. 
Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi
   
Prof. Dr. Abdurrahman Çömlekçi  Doç. Dr. Dyt. Emel Özer
TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi  TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi
ve Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. ve
Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi Diyabet DiyetisyenliÄŸi DerneÄŸi BaÅŸkanı
   
Doç. Dr. Mehmet Sargın
TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi  
ve  
Türkiye Aile HekimliÄŸi Vakfı BaÅŸkanı  

Türkiye Diyabet Vakfı’ndan Basın Toplantısı. Türkiye Diyabet Vakfı bu sabah bir basın toplantısı düzenleyerek, medyada son zamanlarda sıklıkla yer alan bazı spekülatif tedavi yöntemleri hakkında açıklama yaptı. Oda BaÅŸkanımız Ecz. Semih Güngör'ün de katılarak destek verdiÄŸi basın toplantısında,diyabetin son günlerde rant alanı haline getirildiÄŸi, insanların saÄŸlıkları konusundaki duyarlılıklarının suistimal edildiÄŸi vurgulandı. Basın açıklamasının tam metni ÅŸöyle: TÜRKİYE DİYABET VAKFI BASIN DUYURUSU Son günlerde medyada diyabet tedavisi ile ilgili bazı spekülatif tedavi yöntemlerinin yer alması ve bu haberlerle ilgili olarak vakfımıza diyabetli hastalardan birçok baÅŸvuru olması üzerine vakfımız basın açıklaması kararı almıştır. Diyabet gibi ülkemizde yaklaşık on milyon insanı ilgilendiren yaygın hastalık, son günlerde medyada birçok ticari kiÅŸi yada kuruluÅŸların rant alanı haline gelmiÅŸ, insanların saÄŸlıkları konusundaki duyarlılıklarını suistimal eder bir çizgiye ulaÅŸmıştır. 1 . Vücudunda insülin hormonu eksikliÄŸi ya da yokluÄŸu nedeniyle insülin tedavisi olan diyabetli hastalarda cerrahi olarak insülin tedavilerinin kesildiÄŸi yönünde yapılan açıklamalar ve haberler bilimsel gerçekleri yansıtmamaktadır. Türkiye Diyabet Vakfı'na son günlerde "İnsülin Cerrahi Tedavisi" yada "Metabolik Cerrahi Yöntemi" olarak bazı hekimlerin medya açıklamaları nedeniyle çok sayıda baÅŸvuru gelmektedir. Tanımlanan bu cerrahi yöntemler bazı ileri derecede (morbid) obez hastalarda yapılan mide ve ince bağırsakların cerrahi olarak bir bölümünün devredışı bırakılması ve/veya anostomoz yapılması tekniÄŸine dayalı bir uygulamadır. Uzun bir süreden beri dünyada ve ülkemizde de uygulanan bu tür cerrahi teknikler, risk ve komplikasyon oranlarının yüksekliÄŸi, insan metabolizması üzerine uzun dönemdeki etkileri nedeniyle obezite tedavisindeki yeri halen tartışmalıdır. Obezitenin cerrahi yöntemle tedavisi ile ilgili geliÅŸen komplikasyonlar yada telafisi mümkün olmayan üzücü hadiseler zaman zaman medyada yer almaktadır. Cerrahi yöntemlerle kilo kaybeden hastalarda aşırı ÅŸiÅŸmanlığın neden olduÄŸu hipertansiyon, kan yaÄŸları yüksekliÄŸi ya da diyabet semptomlarının gerilediÄŸine dair yayınlar vardır. Benzer ÅŸekilde cerrahi yöntem olmaksızın tıbbi beslenme tedavisi ve egzersizle zayıflatılan hastaların semptomlarının düzeldiÄŸi ve diyabet ilaçlarını ve insülin tedavisini bıraktıkları ile ilgili birçok çalışma vardır. Bu tür cerrahi yöntemlerin bağırsak hormonları ve inkretin üzerine etki yoluyla diyabet tedavisinde kullanılabileceÄŸi yönünde yapılan çalışma sonuçları da literatürde tartışmalıdır. Bu mekanizmayla insülin kullanan, vücudunda insülin hormonu olmayan hastaların insülin tedavilerinin kesilebileceÄŸi iddiaları ise tıbben gerçek dışıdır. Bu tür haberlerin ülkemizde üç yüz binin üstünde insülin kullanan hastaya tedavi umudu olarak sunulması, binlerce hastanın bu umutla yanlış yönlendirilmesine ve düÅŸ kırıklığına uÄŸratılması neden olmaktadır. Bu haberlerden etkilenerek hastanelere yapılan çok yoÄŸun hasta baÅŸvuruları nedeni ile bu tür haberlerin çıkmasını takiben art arda birkaç hafta içinde birçok metabolik cerrahi merkezlerinin ardı ardına açılması bu tür haberlerin hasta üzerinden umut ticaretine dönüÅŸmesi vahim ve acil önlem alınması gereken bir tablodur. 2. Diyabet ve diyabete baÄŸlı organ hasarlarının bitkiler ya da karışımları ile tamamen iyileÅŸtirilebileceÄŸi iddialarıyla hasta saÄŸlığı ile oynanmaktadır. Diyabeti otlarla veya bitkisel karışımlarla tedavi ettiÄŸini iddia eden ve tıp mensubu olmayan birçok kiÅŸi çeÅŸitli görsel ve yazılı medyada sürekli yayınlara çıkarak hastalara yönelik bitki tarifleriyle tedavi reçeteleri önermektedir. Diyabetli hastalardan otlar veya bitkisel karışımlarla hazırlanan mamullerin diyabetin kesin tedavi ilacı diye ticari olarak pazarlandığını ve hastalara yüksek ücretler karşılığında satıldığı yönünde birçok ÅŸikayet gelmektedir. Üzülerek belirtmek gerekir ki kontrol altına alınamadığı için bu kiÅŸilerin ve bu türden ürünlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Bir bitkiden güvenli ilaç elde edilmesi on-on dört yıllık uzun bir süreçtir. Uluslararası kurallar gereÄŸi insan saÄŸlığını korumak amacıyla, öncelikle bitki içindeki maddeden etken maddenin ayrıştırılması, saflaÅŸtırılması, deney hayvanları üzerinde yan etkilerinin incelenmesi ve diÄŸer organlar üzerinde uzun süreli etkilerinin gözlemlenmesi, daha sonra gönüllülerde denenmesi, güvenirlik ve etkinlik çalışmalarının yapılması ve bunların tamamlandığına dair resmi kurumlardan ruhsatlanması gerekmektedir. Günümüzde modern tıbbın kullandığı birçok ilaç, diyabette kullanılan ilaçların çok önemli bir kısmı bitkisel kökenlidir ve yukarıda belirtilen aÅŸamaları tamamlanmış ve ruhsatlandırılmıştır. Yukarıda belirtilen aÅŸamaları tamamlamadan sadece bir bitki özü ya da birden fazla bitki özünün karıştırılarak hastaya ilaç adıyla verilip kullanılması geliÅŸebilecek yan etkiler nedeniyle insan saÄŸlığını tehdit etmektedir. 3. SaÄŸlık Bakanlığı tarafından ilaç olarak ruhsatlandırılmamış bitkisel ürünlerin ilaç adı altında hastalıkları tedavi ettiÄŸine dair ilanlar tıbben etik ve doÄŸru deÄŸildir. Son zamanlarda yazılı medyada diyabeti kesin tedavi ettiÄŸini iddia eden birçok bitkisel ürün ilanı yer almaktadır. Bu ilanların bir bölümünde ilanın içinde bazı akademik ünvanlı isimlerin açıklamaları eklenerek ilan verilen bitkisel mamullerin etkinliÄŸi konusunda hastaların pozitif yönde etkilenmesi saÄŸlanmakta ve daha sonra bu ürünler bitkisel ilaç adı altında ticari olarak pazarlanmaktadır. Ülkemizde SaÄŸlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ilaçların halka yönelik reklamı yasaklanmıştır. Buna karşın hiçbir resmi kurumdan izin almamış veya Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından bitkisel mamul izni verilmiÅŸ ürün ya da karışımların büyük bir çoÄŸunluÄŸunun hastalık tedavisinde etkin ilaç olarak serbestçe reklamı yapılmakta, yazılı medyada ilanları sürekli yer almaktadır. Bu tür bilimselliÄŸi kanıtlanmamış, SaÄŸlık Bakanlığı'ndan resmi izin alınmamış mamullerin ilaç adı altında hastalıkları tedavi ettiÄŸini iddia eden ilanlar hastaları yanıltmakta, hastalar hekimler tarafından verilen ilaçlarını bırakmakta, bu ilan ya da reklamlardan etkilenerek tedaviyi aksatmakta, bu ürünlere büyük paralar vererek satın almaktadır. Diyabet gibi ciddi, komplike, iyi tedavi edilmediÄŸi zaman ağır organ kayıplarına neden olan ve milyonlarca insanın hayatını ilgilendiren bir hastalığın tedavisinde bu tür, etkinliÄŸi uluslararası kurallara göre kanıtlanmamış bitkisel ürünlerin tedavide kullanılması birçok hasta için geri dönüÅŸü mümkün olmayan ciddi saÄŸlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu nedenle T.C. SaÄŸlık Bakanlığı'ndan kurallara uygun ruhsat almamış hiçbir ürünün hastalık adıyla reklamı ilanı ve satışına izin verilmemelidir. 4. "Diyabetin Tedavisi Bulundu" ifadesiyle yapılan açıklamalar ya da ilanlar bilimsel olarak anlamlı deÄŸildir. Son günlerde sürekli olarak medyada "Diyabetin Tedavisi Bulundu" gibi sansasyonel açıklamalar yapılmaktadır. Diyabetin tek tipi ve tek formu yoktur. Diyabet vücutta insülin hormonu salgısında bozukluk ya da yokluÄŸu sonucu ortaya çıkan birçok farklı tipi olan bir sendromdur (hastalıklar grubudur). Tip 1 Diyabet (Genellikle çocuk ve gençlerde görülür. İnsülinsiz yaÅŸam mümkün deÄŸildir), Tip 2 Diyabet (Genellikle orta yaÅŸ/ileri yaÅŸ dönemi hastalığıdır. İnsülin direnci nedeniyle ortaya çıkar), Gestasyonel Diyabet (Gebelik döneminde ortaya çıkar), Sekonder Diyabet (Pankreas kanseri, ya da pankreas hastalıkları, hormon salgılayan organ bozuklukları nedeniyle görülür) olarak 4 farklı tipi ayrıca her diyabet tipinin de farklı klinik dönemleri (preklinik, klinik ve komplikasyonlu dönem) mevcuttur. Diyabetin tüm tiplerinde etkin olan bir ilaç halen tıpta mevcut deÄŸildir. Diyabetin her tipinde ve bu diyabet tiplerinin her klinik dönemlerinde farklı bir izlem ve tedavi protokolü uygulamasına ihtiyaç vardır. Bazen bir diyabet tipinde uygulanan tedavi yönteminin diÄŸer diyabet tipinde uygulanması (örneÄŸin Tip 1 diyabette insülin salgılatıcı ilaçların verilmesi) önlenemeyecek, yaÅŸamı tehdit eden sonuçlar verebilir. Diyabet tedavisi ile ilgili haberler, yöntemler belirtilirken diyabetin hangi tipinde ve hangi döneminde kullanılabileceÄŸi belirtilmeden genelleme yapılarak açıklanan haberler, yanıltıcı ve yanlış yönlendirici bir bilgi olarak milyonlarca diyabetli hastaya yanıltıcı umut ışığı olmakta, birçok hasta bu nedenle tedaviyi aksatmakta ya da tıbbi olarak yanlış tedavi yöntemlerine yöneltmektedir. TÜRKİYE DİYABET VAKFI'NDAN KAMUOYUNA ÇAÄžRI 1. SaÄŸlık Bakanlığı hasta tedavi yetkisi olmayan tıp dışı birtakım kiÅŸilerin bilimsel doÄŸruluÄŸu kanıtlanmamış, ilaç ruhsat aÅŸamaları tamamlanmamış bitkiler ya da onların karışımlarından hazırlanan formülleri tedavi reçetesi gibi vererek hasta saÄŸlığıyla oynanmasını engelleyecek tedbirleri almalıdır. 2. Radyo Televizyon Üst Kurumu, bitkisel kökenli karışımların reklam ve ilanlarında, hastaya tıbbi ilaç izlenimi verecek yazılar ve "hasta ya da hastalıkları tedavi ettiÄŸine" dair ibareler kullanmasını engelleyecek önlemleri en kısa zamanda almalıdır. 3. Bilimsel olarak etkinliÄŸi kanıtlanmamış yeni tedavi metotlarının deÄŸerlendirilmesi amacıyla SaÄŸlık Bakanlığı bünyesinde "Bilimsel Etik Kurul" oluÅŸturulmalı, bu tedavi metotları ancak etik kurulun onayı alındıktan sonra açıklanmalı ve uygulamaya konulmalıdır. Prof. Dr. Ahmet Kaya Prof. Dr. M. Temel Yılmaz TURKDİAB Yön. Kur. BaÅŸkan Yrd. TURKDİAB Yön. Kur. BaÅŸkanı ve Selçuk Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. İ. Ü. İstanbul Tıp Fak. End. Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi Met Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi ve İ.Ü. Diyabet Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İlhan Yetkin Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı Turkdiab Yön Kur. Genel Sekreteri TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi Gazi Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. ve Akdeniz Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Çömlekçi Doç. Dr. Dyt. Emel Özer TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi ve Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. End. ve Met. ve Hast. B.D. ÖÄŸretim Üyesi Diyabet DiyetisyenliÄŸi DerneÄŸi BaÅŸkanı Doç. Dr. Mehmet Sargın TURKDİAB Yön. Kur. Üyesi ve Türkiye Aile HekimliÄŸi Vakfı BaÅŸkanı