Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

Doğan Heper’in Milliyet Gazetesindeki 21.03.2013 Tarihli Yazısı Üzerine

Doğan Heper, Milliyet gazetesinde dün yayınlanan yazısında mesleğimizle ilgili şu ifadelere yer vermişti: “Bana göre ise en şanslı meslek ‘eczacılık.’ Çünkü eczacılara karışan, görüşen yok. Kalfalar alsın, kalfalar satsın. O isterse dükkan önünde, güneşe karşı tavla oynasın. Var mı böyle meslek?”. Heper’e konuyla ilgili gönderdiğimiz yazıyı meslektaşlarımızın bilgisine sunarız:

 

 

21 Mart 2013

 

Sayın Doğan HEPER,

 

Bugün Milliyet gazetesinde yayınlanan yazınızı mesleğimizle ilgili yeterince bilgi sahibi olmadan kaleme aldığınızı düşünüyoruz.

 

En şanslı meslek olarak tanımladığınız eczacılık mesleği Türkiye’de yaklaşık 10 yıldır en büyük krizini yaşamaktadır. Sağlıkta dönüşüm programı ile ilaç ve eczacılık alanı da köklü bir dönüşüm yaşamaktadır. Bu dönüşüm 2004 yılında SGK’lı hastaların serbest eczanelere yönlendirilmesi ve ilaç fiyat kararnameleriyle ilaç fiyatlarında yaşanan düşüşlerle birlikte eczanelerimizi iflasın eşiğine getirmiştir.

 

Bu süreçte birçok meslektaşımız eczanesini kapatmak zorunda kalmıştır. Kamuda, sanayide ve hastanelerde iş olanaklarının eczacılar için dünyadaki örneklerle karşılaştırıldığında çok çok sınırlı olması nedeniyle, başta yeni mezunlar ve maddi zorluklar nedeniyle eczanesini kapatan, iflas eden, borç batağına saplanan meslektaşlarımız olmak üzere çok sayıda eczacı ne yazık ki işsizdir.

 

Eczacılara karışan görüşen yok. Kalfalar alsın, kalfalar satsın” şeklindeki ifadeleriniz ise meslektaşlarımızı rencide etmiştir. Eczacılar hem Sağlık Bakanlığı hem Maliye Bakanlığı hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı kurumların denetimi altında mesleklerini icra etmektedirler. Sizin ifadelerinizle acaba “karışanı görüşeni” bu kadar fazla olan bir meslek var mıdır?

 

Yasanın buyurduğu üzere, eczanenin sahip ve mesul müdürü eczacıdır, eczacı eczanesinin başında bulunmak zorundadır. Her meslekte kuralları ihlal eden kişiler olabileceği gibi eczacılıkta da olabilir. Bu meslektaşlarımız da meslek örgütlerimiz tarafından titizlikle denetlenmekte ve gerekli disiplin cezalarına çarptırılmaktadırlar.

 

Sizden ülkenin dört bir yanında tüm olumsuz meslek şartlarına rağmen, yurttaşlarımızın ilacına ulaşması için, 24 saat gündüz ve gece nöbette, özveriyle kamu hizmeti üreten eczacı meslektaşlarımızı rencide eden ifadelerinizi düzeltmenizi bekliyoruz.

 

Saygılarımızla.

 

                Ecz. Hakan Ertem

İstanbul Eczacı Odası Genel Sekreteri

 

Doğan Heper’in Milliyet Gazetesindeki 21.03.2013 Tarihli Yazısı Üzerine. Doğan Heper, Milliyet gazetesinde dün yayınlanan yazısında mesleğimizle ilgili şu ifadelere yer vermişti: “Bana göre ise en şanslı meslek ‘eczacılık.’ Çünkü eczacılara karışan, görüşen yok. Kalfalar alsın, kalfalar satsın. O isterse dükkan önünde, güneşe karşı tavla oynasın. Var mı böyle meslek?”. Heper’e konuyla ilgili gönderdiğimiz yazıyı meslektaşlarımızın bilgisine sunarız: 21 Mart 2013 Sayın Doğan HEPER, Bugün Milliyet gazetesinde yayınlanan yazınızı mesleğimizle ilgili yeterince bilgi sahibi olmadan kaleme aldığınızı düşünüyoruz. En şanslı meslek olarak tanımladığınız eczacılık mesleği Türkiye’de yaklaşık 10 yıldır en büyük krizini yaşamaktadır. Sağlıkta dönüşüm programı ile ilaç ve eczacılık alanı da köklü bir dönüşüm yaşamaktadır. Bu dönüşüm 2004 yılında SGK’lı hastaların serbest eczanelere yönlendirilmesi ve ilaç fiyat kararnameleriyle ilaç fiyatlarında yaşanan düşüşlerle birlikte eczanelerimizi iflasın eşiğine getirmiştir. Bu süreçte birçok meslektaşımız eczanesini kapatmak zorunda kalmıştır. Kamuda, sanayide ve hastanelerde iş olanaklarının eczacılar için dünyadaki örneklerle karşılaştırıldığında çok çok sınırlı olması nedeniyle, başta yeni mezunlar ve maddi zorluklar nedeniyle eczanesini kapatan, iflas eden, borç batağına saplanan meslektaşlarımız olmak üzere çok sayıda eczacı ne yazık ki işsizdir. “Eczacılara karışan görüşen yok. Kalfalar alsın, kalfalar satsın” şeklindeki ifadeleriniz ise meslektaşlarımızı rencide etmiştir. Eczacılar hem Sağlık Bakanlığı hem Maliye Bakanlığı hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı kurumların denetimi altında mesleklerini icra etmektedirler. Sizin ifadelerinizle acaba “karışanı görüşeni” bu kadar fazla olan bir meslek var mıdır? Yasanın buyurduğu üzere, eczanenin sahip ve mesul müdürü eczacıdır, eczacı eczanesinin başında bulunmak zorundadır. Her meslekte kuralları ihlal eden kişiler olabileceği gibi eczacılıkta da olabilir. Bu meslektaşlarımız da meslek örgütlerimiz tarafından titizlikle denetlenmekte ve gerekli disiplin cezalarına çarptırılmaktadırlar. Sizden ülkenin dört bir yanında tüm olumsuz meslek şartlarına rağmen, yurttaşlarımızın ilacına ulaşması için, 24 saat gündüz ve gece nöbette, özveriyle kamu hizmeti üreten eczacı meslektaşlarımızı rencide eden ifadelerinizi düzeltmenizi bekliyoruz. Saygılarımızla. Ecz. Hakan Ertem İstanbul Eczacı Odası Genel Sekreteri