Çerez Ayarları

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.

Analitik Çerezler

Kişisel Veri Saklama ve İmha Politikası


Bu işlem birkaç saniye sürebilir lütfen bekleyiniz.

ÖNEMLİ AÇIKLAMA

Odamız, Türk Eczacıları Birliği tarafından görevlendirilen bir heyet tarafından ilki 12-13 Kasım 2012 ve ikincisi 14-15-16 Ocak 2013 tarihlerinde olmak üzere ardı ardına iki kez denetlenmiştir. Bu denetim sonucunda hazırlanan rapor, yazılı savunmanın 15 gün içerisinde sunulması ve başkaca bir yasal işleme mahal bırakılmaması kaydıyla tarafımıza gönderilmiştir.

 

Eczacı odalarını denetlemek Türk Eczacıları Birliği’nin en doğal hakkı ve görevidir. İstanbul Eczacı Odası kendisine yönelik yapılan hiçbir denetimden rahatsızlık duymaz. Nitekim odamız, denetimlerin eczacı odalarının hizmet kalitesini artıracağı inancını koruyarak, denetçilerin gerektiği şekilde ağırlanması için azami hassasiyeti gösterir. Ancak denetleme geleneğinde kolay rastlanmadık bir biçimde, çok kısa aralıklarla iki kez denetlenmemizin sonucu hazırlanan raporda yer alan suçlamalar; İstanbul Eczacı Odası’nın örgütlü gücünü sindirmeyi amaçlamaktadır.

 

Türk Eczacıları Birliği Kasım 2012 ve Ocak 2013’te yaptırdığı denetimlerin raporunu odamıza Mart 2013’te iletmiştir. İçinde bulunduğumuz dönem, mesleki örgütlenmenin içini boşaltacak Anayasa değişikliğini gerekli gören yazıların basında yer aldığı bir dönemdir. Meslek birlikleri ve odaları üzerinde siyasi baskıların arttığı hepimizin malumudur. Böyle bir dönemde, İstanbul Eczacı Odası’nın üzerinde oluşturulmak istenen baskının kimlerin işine geleceği açıktır. Odamıza yapılan denetimlerin iyi niyetli olduğunu düşünmek kolay değildir.

 

Türk Eczacıları Birliği tarafından yapılan iki denetimin temel hedefi odamızın üye sayısıdır. TEB Merkez Heyeti, oda aidatı ve yardımlaşma sandığı aidatlarını eksik ödeyen ya da ödemeyen 2850 üyemizin oda üyelik kayıtlarının silinmesini talep etmektedir. Raporda üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyelerimiz hakkında neden yasal işlem yapılmadığı, kayıtlarının neden silinmediği ve bu eczacılara hizmet vermeyi neden halen sürdürdüğümüz sorgulanmaktadır.

 

İstanbul Eczacı Odası’nın eczane sahibi üyelerinin neredeyse tamamı, aidatlarını eksiksiz ödemişlerdir. Aidatlarını eksik ödeyen ya da ödeyemeyen meslektaşlarımız sanayi eczacılarımız, kamu eczacılarımız, mesul müdürlerimiz, eczacılık fakülteleri öğretim üyelerimiz ve işsiz eczacılarımızdır. Üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeyen meslektaşlarımızın %70’ten fazlasını, işsiz eczacılar oluşturmaktadır. Bu arkadaşlarımız büyük bir maddi sıkıntı içindedirler.

 

Sanayi ve kamu eczacılarını İstanbul Eczacı Odası çatısı altında toplamak ve örgütlü gücümüzü meslek alanımızın her noktasına yaymak için büyük çaba gösteriyoruz. Bu çabamız önümüzdeki süreçte de devam edecektir. Türk Eczacıları Birliği’nin meslektaşlarımızın üyelikten kaynaklanan hak ve menfaatlerini maddi bir koşula bağlamasını asla kabul etmiyoruz.

 

Türk Eczacıları Birliği’nin, çoğunluğu maddi sıkıntı içerisinde bulunan meslektaşlarımızı aidat ödeyemedikleri için üyelikten çıkartmamız yönündeki bu dayatmasını meslek ve insanlık onuruna aykırı buluyor ve içimize sindiremiyoruz.

 

Denetleme raporunda üye kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı ve bilinçli şekilde düzeltilmediği ifade edilmiştir. 70 yaş üzerinde 717 kişinin bulunduğu, bu durumun gerçekçi olmadığı ve hayatın doğal akışına aykırı olduğu belirtilmiştir. Türk Eczacıları Birliği bu yaklaşımı ile 70 yaş üzerindeki tüm meslektaşlarımızı adeta gözden çıkarmıştır. Vefat ettiği bize bildirilmemiş hiçbir meslektaşımızın üyeliğini silmemiz mümkün değildir. Türk Eczacıları Birliği’nin neye göre belirlediği bilinmeyen yaşam süresini gerekçe göstererek, 8404 üyesi olan İstanbul Eczacı odasının delege sayısını düşürmeyi hedeflemesi mantık dışıdır.

 

Denetleme raporunda, yardımlaşma sandığı aidatlarının Birlik hesabına aktarılmadığı ve bu davranışımızın Türk Ceza Kanunu’na göre suç olduğu dile getirilmiştir. Odamız tarafından toplanan yardımlaşma sandığı aidatları, TEB ile aramızda alacak ve borçlarımız ile ilgili mahsuplaşma sağlanamadığı için kendilerine aktarılmamıştır. Türk Eczacıları Birliği ile 2008 yılından bugüne kadar süren 800 bin liralık bir çek davası nedeniyle, Birlik üzerinden Odamıza aktarılan tüm gelirlere el konulmuştur. İstanbul Eczacı Odası’nı ekonomik olarak iflasa sürüklemeyi amaçlayan bu davranış karşısında Yönetim Kurulumuz da yardımlaşma sandığı parasının mahsubunu talep etmiş, bu talep karşılanmadığı için ilgili para henüz gönderilememiştir.

 

Davanın sonucu aleyhimize olduğu takdirde çek bedelinin tarafımızca ödeneceği taahhüt edilmiş olmasına rağmen Türk Eczacıları Birliği ekonomik ambargo uygulayarak, odamızı hizmet sunamaz hale getirmeye çalışmıştır. Birlik’in tüm bu çabalarına rağmen üyelerimize yönelik düzenlediğimiz piknik, sergi, konser vb. gibi etkinliklerimiz denetleme raporunda eleştirilmiştir. Türk Eczacıları Birliği’nin, meslektaşlarımızı örgütlemek, bilinçlendirmek, verdiğimiz hizmeti daha kaliteli hale getirmek için yaptığımız çalışmalara, raporunda kusurmuş gibi yer vermesi hayret vericidir. Bu yapılanlar bir meslek örgütünün doğal ve zorunlu faaliyetleridir.

 

Ayrıca TEB Yardımlaşma Sandığı aidatlarını toplamak mevcut yasalara göre eczacı odalarının değil Türk Eczacıları Birliği’nin sorumluluğundadır. Yardımlaşma sandığı üzerinden özellikle eczane sahibi olmayan üyelerimize yönelik aidat ödeme zorunluluğunun artık sorgulanmasının zamanı gelmiştir. Bu sandıktan verilen kredilerden faydalanma şansı neredeyse hiç olmayan meslektaşlarımıza (sanayi eczacıları, kamu eczacıları, mesul müdürler, eczacılık fakültesi öğretim üyeleri ve işsiz eczacılar) üyeliğin dayatılması, yardımlaşma kavramıyla bağdaşmamaktadır.

 

Türk Eczacıları Birliği’nin yaptırdığı bu denetimle odamızı değil, üyelerimizi, mesleğimizi ve mesleki örgütlülüğümüzü hedef aldığı açıktır.

Yapılan denetimler sonucu oluşturulan raporda tespit edilen eksiklikleri gidermeyen yöneticiler hakkında idari, mali, hukuki ve cezai işlem başlatılacağı ifade edilmiştir. İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu, çatımız altında örgütlenmiş olan ve aidatını ödeyemeyen tek bir üyemizi Türk Eczacıları Birliği’nin para toplama hırsına feda etmeyecektir.

 

İstanbul Eczacı Odası bu tür baskılara asla geçit vermeyecek, meslek onurumuzu ve üyelerimizin menfaatlerini her şeyden üstün tutma kararlılığımızı sürdürecek, yapılan denetimle ilgili olarak Türk Eczacıları Birliği tarafından açılacağı ifade edilen davalara karşı gereken hukuksal mücadeleyi verecektir.

 

Eczacı kamuoyunun bilgilerine önemle sunulur.

İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu

ÖNEMLİ AÇIKLAMA. Odamız, Türk Eczacıları Birliği tarafından görevlendirilen bir heyet tarafından ilki 12-13 Kasım 2012 ve ikincisi 14-15-16 Ocak 2013 tarihlerinde olmak üzere ardı ardına iki kez denetlenmiştir. Bu denetim sonucunda hazırlanan rapor, yazılı savunmanın 15 gün içerisinde sunulması ve başkaca bir yasal işleme mahal bırakılmaması kaydıyla tarafımıza gönderilmiştir. Eczacı odalarını denetlemek Türk Eczacıları Birliği’nin en doğal hakkı ve görevidir. İstanbul Eczacı Odası kendisine yönelik yapılan hiçbir denetimden rahatsızlık duymaz. Nitekim odamız, denetimlerin eczacı odalarının hizmet kalitesini artıracağı inancını koruyarak, denetçilerin gerektiği şekilde ağırlanması için azami hassasiyeti gösterir. Ancak denetleme geleneğinde kolay rastlanmadık bir biçimde, çok kısa aralıklarla iki kez denetlenmemizin sonucu hazırlanan raporda yer alan suçlamalar; İstanbul Eczacı Odası’nın örgütlü gücünü sindirmeyi amaçlamaktadır. Türk Eczacıları Birliği Kasım 2012 ve Ocak 2013’te yaptırdığı denetimlerin raporunu odamıza Mart 2013’te iletmiştir. İçinde bulunduğumuz dönem, mesleki örgütlenmenin içini boşaltacak Anayasa değişikliğini gerekli gören yazıların basında yer aldığı bir dönemdir. Meslek birlikleri ve odaları üzerinde siyasi baskıların arttığı hepimizin malumudur. Böyle bir dönemde, İstanbul Eczacı Odası’nın üzerinde oluşturulmak istenen baskının kimlerin işine geleceği açıktır. Odamıza yapılan denetimlerin iyi niyetli olduğunu düşünmek kolay değildir. Türk Eczacıları Birliği tarafından yapılan iki denetimin temel hedefi odamızın üye sayısıdır. TEB Merkez Heyeti, oda aidatı ve yardımlaşma sandığı aidatlarını eksik ödeyen ya da ödemeyen 2850 üyemizin oda üyelik kayıtlarının silinmesini talep etmektedir. Raporda üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyelerimiz hakkında neden yasal işlem yapılmadığı, kayıtlarının neden silinmediği ve bu eczacılara hizmet vermeyi neden halen sürdürdüğümüz sorgulanmaktadır. İstanbul Eczacı Odası’nın eczane sahibi üyelerinin neredeyse tamamı, aidatlarını eksiksiz ödemişlerdir. Aidatlarını eksik ödeyen ya da ödeyemeyen meslektaşlarımız sanayi eczacılarımız, kamu eczacılarımız, mesul müdürlerimiz, eczacılık fakülteleri öğretim üyelerimiz ve işsiz eczacılarımızdır. Üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeyen meslektaşlarımızın %70’ten fazlasını, işsiz eczacılar oluşturmaktadır. Bu arkadaşlarımız büyük bir maddi sıkıntı içindedirler. Sanayi ve kamu eczacılarını İstanbul Eczacı Odası çatısı altında toplamak ve örgütlü gücümüzü meslek alanımızın her noktasına yaymak için büyük çaba gösteriyoruz. Bu çabamız önümüzdeki süreçte de devam edecektir. Türk Eczacıları Birliği’nin meslektaşlarımızın üyelikten kaynaklanan hak ve menfaatlerini maddi bir koşula bağlamasını asla kabul etmiyoruz. Türk Eczacıları Birliği’nin, çoğunluğu maddi sıkıntı içerisinde bulunan meslektaşlarımızı aidat ödeyemedikleri için üyelikten çıkartmamız yönündeki bu dayatmasını meslek ve insanlık onuruna aykırı buluyor ve içimize sindiremiyoruz. Denetleme raporunda üye kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı ve bilinçli şekilde düzeltilmediği ifade edilmiştir. 70 yaş üzerinde 717 kişinin bulunduğu, bu durumun gerçekçi olmadığı ve hayatın doğal akışına aykırı olduğu belirtilmiştir. Türk Eczacıları Birliği bu yaklaşımı ile 70 yaş üzerindeki tüm meslektaşlarımızı adeta gözden çıkarmıştır. Vefat ettiği bize bildirilmemiş hiçbir meslektaşımızın üyeliğini silmemiz mümkün değildir. Türk Eczacıları Birliği’nin neye göre belirlediği bilinmeyen yaşam süresini gerekçe göstererek, 8404 üyesi olan İstanbul Eczacı odasının delege sayısını düşürmeyi hedeflemesi mantık dışıdır. Denetleme raporunda, yardımlaşma sandığı aidatlarının Birlik hesabına aktarılmadığı ve bu davranışımızın Türk Ceza Kanunu’na göre suç olduğu dile getirilmiştir. Odamız tarafından toplanan yardımlaşma sandığı aidatları, TEB ile aramızda alacak ve borçlarımız ile ilgili mahsuplaşma sağlanamadığı için kendilerine aktarılmamıştır. Türk Eczacıları Birliği ile 2008 yılından bugüne kadar süren 800 bin liralık bir çek davası nedeniyle, Birlik üzerinden Odamıza aktarılan tüm gelirlere el konulmuştur. İstanbul Eczacı Odası’nı ekonomik olarak iflasa sürüklemeyi amaçlayan bu davranış karşısında Yönetim Kurulumuz da yardımlaşma sandığı parasının mahsubunu talep etmiş, bu talep karşılanmadığı için ilgili para henüz gönderilememiştir. Davanın sonucu aleyhimize olduğu takdirde çek bedelinin tarafımızca ödeneceği taahhüt edilmiş olmasına rağmen Türk Eczacıları Birliği ekonomik ambargo uygulayarak, odamızı hizmet sunamaz hale getirmeye çalışmıştır. Birlik’in tüm bu çabalarına rağmen üyelerimize yönelik düzenlediğimiz piknik, sergi, konser vb. gibi etkinliklerimiz denetleme raporunda eleştirilmiştir. Türk Eczacıları Birliği’nin, meslektaşlarımızı örgütlemek, bilinçlendirmek, verdiğimiz hizmeti daha kaliteli hale getirmek için yaptığımız çalışmalara, raporunda kusurmuş gibi yer vermesi hayret vericidir. Bu yapılanlar bir meslek örgütünün doğal ve zorunlu faaliyetleridir. Ayrıca TEB Yardımlaşma Sandığı aidatlarını toplamak mevcut yasalara göre eczacı odalarının değil Türk Eczacıları Birliği’nin sorumluluğundadır. Yardımlaşma sandığı üzerinden özellikle eczane sahibi olmayan üyelerimize yönelik aidat ödeme zorunluluğunun artık sorgulanmasının zamanı gelmiştir. Bu sandıktan verilen kredilerden faydalanma şansı neredeyse hiç olmayan meslektaşlarımıza (sanayi eczacıları, kamu eczacıları, mesul müdürler, eczacılık fakültesi öğretim üyeleri ve işsiz eczacılar) üyeliğin dayatılması, yardımlaşma kavramıyla bağdaşmamaktadır. Türk Eczacıları Birliği’nin yaptırdığı bu denetimle odamızı değil, üyelerimizi, mesleğimizi ve mesleki örgütlülüğümüzü hedef aldığı açıktır. Yapılan denetimler sonucu oluşturulan raporda tespit edilen eksiklikleri gidermeyen yöneticiler hakkında idari, mali, hukuki ve cezai işlem başlatılacağı ifade edilmiştir. İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu, çatımız altında örgütlenmiş olan ve aidatını ödeyemeyen tek bir üyemizi Türk Eczacıları Birliği’nin para toplama hırsına feda etmeyecektir. İstanbul Eczacı Odası bu tür baskılara asla geçit vermeyecek, meslek onurumuzu ve üyelerimizin menfaatlerini her şeyden üstün tutma kararlılığımızı sürdürecek, yapılan denetimle ilgili olarak Türk Eczacıları Birliği tarafından açılacağı ifade edilen davalara karşı gereken hukuksal mücadeleyi verecektir. Eczacı kamuoyunun bilgilerine önemle sunulur. İstanbul Eczacı OdasıYönetim Kurulu