Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.
İEO Kayıt Tarihi: 20.05.2014 / 12:27 Görüntüleme: 8698
İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası tarafından odamıza gönderilen yazıda, Sağlık Bakanlığı tarafından çalışmaları yürütülmekte olan İlaç Fiyat Kararnamesi taslağında, firmalarca eczanelere verilen mal fazlası ve benzeri uygulamaların yasaklanmasına yönelik bir maddenin ilaç sektörünün gündeminde olduğu paylaşılmıştır. Bu yazıda yer alan açıklamalara göre:
“2009 yılı sonundan itibaren yürürlüğe konulan global bütçe uygulamaları ile ilaç fiyatları önemli ölçüde erozyona uğramış ve 25000 eczane içinde yıkıcı bir ortam oluşmuştur. İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası yöneticileri kamu otoritesi ile sorunlarını anlatma amaçlı yaptıkları toplantılarda mal fazlası uygulamaları nedeniyle eleştirilmiştir. Hatta görüşme yapılan kamu yöneticileri ilaç firmalarından ortak hareket ederek mal fazlası uygulamasına son vermeleri talebinde bulunmuştur. Sendika yöneticileri tarafından firmaların birlikte hareket etmelerinin Rekabet Kanununun açık ihlaline neden olacağı ve bu nedenle böyle bir ortak hareketin içinde yer alamayacakları ilgili Bakanlık bürokratlarına ifade edilmiş ancak kamu otoritesinin diğer bazı ülkelerde olduğu gibi mevzuatta yapacakları bir değişiklikle mal fazlası uygulamasını yasaklayabileceği dile getirilmiştir. Bu görüşmelerde sendika yetkilileri bu uygulamaların yasaklanmasının eczanelerde daha fazla ekonomik kayıplar yaratacağını belirterek, böylesi bir yasaklamanın getireceği mali kaybın eczane kâr oranlarında yapılacak bir düzenleme ile ortadan kaldırılmasını muhataplarına önermişlerdir.”
İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası gönderdiği yazının sonunda İlaç Fiyat Kararnamesi taslağında yer alan yasaklamayı prensip olarak desteklediklerini ancak bu uygulamanın eczanelere yeni yükler ve kayıplar getirmeden hayata geçirilmesini kamu yetkilileriyle paylaştıklarını belirmişlerdir. Ayrıca yapılacak bu düzenlemelerle, mal fazlalarından faydalanan kısıtlı sayıda eczane yerine tüm eczanelerinin gelirlerinde artış olacağını öngördüklerinin altını çizerek bu konuyu bizlerle birlikte değerlendirmeye hazır olduklarını ifade etmişlerdir.
Odamıza gönderilen yazıdan anlaşılacağı üzere çok yakında yürürlüğe girecek olan İlaç Fiyat Kararnamesi ile -son anda bir değişiklik olmazsa- ilaç firmalarının verdikleri mal fazlaları yasaklanacaktır.
Bu karar ilaç firmalarının hükümetle sürdürdükleri ilaca zam pazarlıkları esnasında gündeme gelmiştir. İlaç sanayisi avro kurunda yaşanan yükseliş nedeniyle hükümetten ilaçta fiyat artışı talebinde bulunmuş, hükümet yetkilileri “hem zam istiyorsunuz, hem de eczanelere mal fazlası veriyorsunuz” eleştirisinde bulununca olan eczacıya olmuştur! Yapılacak zammın faturası yine bizlere kesilmek istenmektedir.
Bu yaşananlar biz eczacılar için ilk değildir. Hatırlanacağı üzere ilaç firmalarının eczanelere yaptığı ticari iskontolar da yine aynı gerekçe gösterilerek bir gecede kaldırılmıştı. Bir araya gelip ortak karar almakta zorlanan ilaç firmalarının temsilcileri olan sendika ve dernekler, eczane ekonomilerinde önemli bir kayba neden olan bu uygulamayı tam bir uyum içerisinde hayata geçirmişlerdi. Her ne hikmetse o zaman, çok çekindikleri Rekabet Kurulu böylesine ortaklaşmacı bir tavır karşısında ilaç firmalarına her hangi bir yaptırım uygulamamıştı. İlaç sanayisinin bugün korktukları Rekabet Kanununu ihlali ticari iskontolarımız kaldırılırken onları durduramamıştı.
Ayrıca fiyat düşüşlerinden şikayetçi olan ilaç firmaları bugüne kadar gelen süreçte Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yüksek oranda özel indirim ve fiyat düşürme taleplerine direnemedikleri gibi, SGK’nın geri ödeme listelerinde yer alabilmek adına kendi aralarında kıyasıya rekabete girerek özellikle jenerik ilaçların fiyatlarını, kalitelerini bugün tartışmaya açacak boyuta çekmişlerdir.
İlaç fiyat düşüşleri karşısında eczacıların uğradığı raf zararlarının nasıl karşılanacağı İlaç Fiyat Kararnamelerinde çok açık belirtilmiş olmasına rağmen zararlarımızı ödememekte ısrarcı olan yerlisi yabancısı ile neredeyse tüm ilaç firmaları, 2011 Aralık’ında yayımlanan son İlaç Fiyat Kararnamesine, kendilerini zarara uğrattığı gerekçesi ile dava açmışlardır. Kendi kayıpları hususunda hak arama yolunu seçen ilaç firmalarının pek çoğu, biz eczacıların zararları söz konusu olduğunda ekonomik kayıplarımızı karşılamamıştır. İlaç Fiyat Kararnamesi uygulanmadığı için (avro artışı nedeniyle ilaç fiyatlarının artması gerekiyordu) yargı yoluna gidenler, aynı kararnamenin eczacı kayıplarının ne şekilde karşılanacağını belirleyen maddesine uymamakta hiçbir beis görmemişlerdir.
İstanbul Eczacı Odası olarak bizler bugüne kadar bu alanın paydaşlarının ortak sorunlarını birlikte çözme iradesini ortaya koymaları gerektiğini her ortamda dile getirdik. İlaç sektöründe faaliyet gösteren firmalarla her zaman karşılıklı saygıya dayanan bir ilişki içinde olduk. Bugün yaşadığımız ekonomik sorunların muhatabının bu ülkeyi yönetenler olduğunu biliyoruz. Onlar sağlıkta tasarrufu sadece ilaç üzerinden yaparak bu alanın tüm bileşenlerini neredeyse hizmet veremez konuma getirdiler. Bugün gelinen noktada ilaç hizmetinin tüm paydaşlarının ivedilikle yapmaları gereken, bir masa etrafında herkesin kabul edeceği bir çözümü oluşturabilmektir.
Artık fazla zaman kalmamıştır. Mal fazlaları eczacıların kârlılıkları dışında hanelerine kazanım olarak yazılabilecek tek girdidir. Ancak mal fazlalarından tüm meslektaşlarımızın eşit olarak faydalanamadıkları da bilinen bir gerçektir. Bu eşitsizliğin sorumlusu ne eczacıdır ne de dağıtım kanalları. İlaç firmalarının mal fazlası uygulamalarında “çıkışa mal fazlası verme” yoluna gitmeleri, ekonomileri güçlü eczaneleri kollayan bir tercihtir. Yüksek oranda alım gücü olmayan ve neredeyse Türkiye’deki eczane sayısının yarısını oluşturan küçük ve orta ölçekli eczaneler bu uygulamadan büyük zarar görmüşlerdir. Bu gruba giren eczanelerimiz kendilerini koruma adına biraraya gelerek ortak alımlara gitmişler ve bu sayede mal fazlalarından olabildiğince fazla faydalanabilmişlerdir. Ancak 6197 sayılı yasada yapılan son değişiklik ve iki yılık bir gecikmeyle yayımlanan yönetmelikle yapılan düzenlemelerle, eczacıların birlikte hareket etmelerinin yolu kapatılmıştır. Eczacıların toplu satış yapmalarının ve birbirlerine fatura kesmelerinin önlenmesi, il dışına satışın yasaklanması binlerce meslektaşımızın mal fazlalarından artan oranda faydalanmasını imkansız hale getirmiştir. Özellikle 6197 sayılı yasamızda yapılan değişikliklerin nasıl hayata geçeceğini belirleyen yönetmeliğin tam da mal fazlalarının bir kararname ile yasaklanacağı dönemde eş zamanlı olarak uygulamaya konulacak olması dikkat çekicidir.
Meslektaşlarımızı mağdur etmesi kaçınılmaz olan uygulamaları açtığımız davalarla iptal ettireceğiz.
İlaç alanının tüm paydaşları tarafından bilinmelidir ki, ilaç fiyatlarının düşmeye devam ettiği süreçte eczacı kârlılığının birkaç puan artması bizlerin sorunlarına çözüm getirmez.
Mal fazlası uygulaması devam etmelidir. Meslektaşlarımızın zorunlu olarak biraraya gelip mal fazlalarından azami derecede faydalanma yollarını zorlamalarının önüne geçecek en sağlık çözüm, ilaç firmalarının daha önce uyguladıkları depoların “alışına mal fazlası” uygulamasına geçmeleri olacaktır. “Alışa mal fazlası” uygulandığı takdirde her eczane ekonomik gücü oranında mal fazlalarından faydalanabilir.
Sağlık otoritesinin mal fazlalarını ilaca yapılacak olası zammın bedeli olarak görmesi asla kabul edilemez. Kaldı ki mal fazlası uygulaması ticari bir karardır, yürürlükteki yasalara ve rekabet hukukuna uygundur. Biz eczacılar bu uygulamaya yapılan her türlü müdahaleyi kendimize yapılmış bir müdahale olarak görürüz.
Yeni İlaç Fiyat Kararnamesi ile yapılacak en doğru uygulama, avrodaki fiyat artışını karşılayacak oranda bir fiyat artışına gidilmesi olacaktır. Hükümetin yasal düzenlemelerle taahhüt ettiği kararlarının arkasında durması saygınlığı gereğidir. Aksi takdirde ilaç alanında yaşanabilecek kaosun zararını başta hastalarımız olmak üzere bu alanın tüm bileşenleri ödemek zorunda kalacaklardır.
Eczacıların ekonomik talepleri ne yazık ki yıllardır sanayinin insafına bırakılmıştır. Ancak ticari iskontoların kaldırılış biçimi, ilaç fiyat kararnamesine girmesine rağmen yaptırımsız kalan ve ödenmeyen stok ve raf zararlarımıza sessiz kalınması, bugün önümüzde tehdit olarak duran mal fazlalarının kaldırılmak istenmesi bizlere artık mesleğin ve meslektaşlarımızın hak ettikleri, dünya genelinde uygulanagelen bir meslek hakkı talebimizin hayata geçirilmesinin kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.
İlaç fiyatlarından bağımsız, yasal düzenlemeyle güvence altına alınmış kutu başına verilecek MESLEK HAKKI talebimiz hiçbir zaman bu kadar acil ve ötelenemez olmamıştır.
Saygılarımızla.
İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu
11.09.2025 / 16:05 10899
12.09.2025 / 09:26 628
14.09.2025 / 19:05 578
15.09.2025 / 12:10 446
16.09.2025 / 11:33 28